30 Temmuz 2012 Pazartesi

zayıflama günlüğü, 8, gün

evet, bir haftada 1.1 kg vermiş olmanın gazıyla biraz kaçırdım, bakalım ne olacak yarın.

30 temmuz kilo:88.2

9.30=> 15'er gr kaşar, beyaz ve tulum peyniri, 4 adet zeytin, 70 gr ekmek, 1 brd süt
12.30=> 1 kase hoşaf
14.30=> 2 tabak kısır :(
16.30=> 2 top dondurma
20.00=> 1 tabak kabak yemeği, 2 kaşık kısır, 1 avuç badem, salata

tek tesellim spor yapmış olmam.

zayıflama günlüğü, 1. hafta raporu



bir haftalık sonuç yani 7 günde verdiğim kilo 1.1 kg.
sabahları aç karnına tartıldığım için kilo değerleri yediklerimi yayınladığım günden bir gün öncesine ait, zaten tarih atıyorum. bu şekilde devam edersem eğer gayet dengeli bir şekilde verebilirim sanırım kilolarımı. bu sonuç sadece yediklerime dikkat ederek gerçekleşti, yani spor yapmadan bugünden itibaren spora başlıyorum, bakalım nasıl olacak.

spor yapmak için ihtiyacım olan tek şey azim şu anda. spora destek olması için ise netten bazı videolar indirdim. oldukça eğlenceli görünüyor, yaparken ne düşüneceğim bilmiyorum:)
videolar walk at home egzersiz programına ait, nette indirme linkleri mevcut, şimdilik 3 ve 4 millik olan programlarını indirdim, 3 millik olan ile başlayacağım, 3 mil yaklaşık 4.5 km ediyor ve 45 dakikalık bir program, yorulduğum yerde bırakır, tempomu yavaş yavaş artıırmaya çalışırım. bakalım gelecek haftayı nasıl etkileyecek.

bir de temizlikçim gelmeyecek artık evin temizliği de bana kaldı, hem sporu hem temizliği nasıl kaldıracağım bilmiyorum ama bakalım.

sevgiyle:)

zayıflama günlüğü, 7.gün

bu sabah daha mutluyum, ancak şu bariz bir şekilde belli ki yediklerine dikkat etmeden kilo vermek imkansız. ne kadar dikkatliysem o kadar kolay veriyorum bu kiloları

29 temmuz kilo:87.8
9.30=> 30 gr tulum peyniri, 15 gr beyaz peynir, 1 yumurta sarısı, 5 adet zeytin, 75 gr ekmek, 2 hurma, 1 avuç badem-fındık
14.00=> 50 gr ekmek, 50 gr haşlanmış tavuk (sandviç olarak)
16.30=> 3 adet yarı kuru kayısı, 20 adet dut, 1 kase yoğurt, tahin-pekmez, 1 dilim ekmek
20.00=> 1 kase tavuk çorbası (ne tavukmuş bitmedi hala), 8 kaşık taze fasülye, 1.5 kase semizotlu cacık, 1 dilim ekmek
22.30=> 3 adet kayısı, 1 adet elma

29 Temmuz 2012 Pazar

semizotlu soğuk ayran çorbası,

yapması çok kolay, yemesi çok keyifli soğuk çorba. sıcak günler için ideal bir yemek. hatta sevgili kişisi iftarda bu çorbadan başka bir şey yemiyor (etli yemekler, tatlı filan yoruyormuş çünkü)

ayran çorbasını yapmak için tüm buğdayı (dövme, yarma) haşlayıp hazırlıyoruz. buğday iyice açılana kadar yaklaşık 40 dakika düdüklüde pişiriyorum ben. sonra buğdayı buzluk kaplarına paylaştırıp donduruyorum ve kullanmak üzere hazır oluyor (aynı dövme başka amaçlar içinde kullanılabiliyor, misal keşkek, misal malhıta çorbası).

haşlanmış buğdayı yoğurt ve ince ince doğranmış semizotu ile karıştırıyoruz, biraz su ilavesi ile kıvamını ayarlıyoruz, işte hazır semizotlu soğuk ayran çorbamız. içindeki her bir malzeme ayrı besleyici dolayısıyla hem vitaminli, hem doyurucu yaz günleri için ideal. ancak buğdayın sindiriminin daha zor olduğunu hatırlamakta fayda var, buğday yerine pilavlık bulgur da kullanılabilir.  aslında ayran çorbaları yağsız pişirilen bulgur ile de yapılır.



sevgiyle:)

28 Temmuz 2012 Cumartesi

zayıflama günlüğü 6. gün,

28 temmuz daha iyi geçti doğrusu, doğumdan sonra ilk kez alışverişe çıkmak ve hala şişman olsam bile yine de daha normal kıyafetler giyebilmek-alabilmek iyi geldi doğrusu. bir de sabah küçük börtücüğüm bir süre bakınıp sonra tekrar uykuya dalınca bende uyumuşum, bu her şeyden iyiydi.

28 temmuz kilo: 88.2
11.30=> 30 gr tulum peyniri, 50 gr beyaz peynir, 5 adet zeytin, 75 gr ekmek, domates salatalık, 1 avuç badem-fındık
15.30=> 60 gr haşlanmış tavuk, 60 gr pirinç pilavı, 1 kase yoğurt, 1 kase vişneli elma hoşafı, 1/2 avuç badem
17.30=> 2 hurma, 1/2 dilim ekmek, 1 üçgen peynir, 20 tane kiraz
20.00=> 1 tabak taze fasülye, 75 gr ekmek, salata
22.00=> 1 dilim karpuz











zayıflama günlüğü, 5. gün

dikkat edilmeden yenilen her yiyecek hüzün olarak dönüyor bana,

 27 temmuz kilo:88.9

9.30=> 60 gr beyaz peynir, 1 yumurta sarısı, 5 adet zeytin, 75 gr ekmek, salatalık
12.30=> 60 gr köfte, 1 kase semizotlu ayran çorbası, 25 gr ekmek
15.00=> soda-meyve suyu (ev yapımı erik suyu, tarifini vereceğim)
16.30=> 25 gr ekmek, 1 üçgen peynir, 10 adet ak kiraz, 1 adet küçük elma, 1 adet kayısı
20.00=> 25 gr ekmek, 2 kaşık pirinç pilavı, 50 gr tavuk (haşlanmış), salata
21.30=>1 kase kuruyemiş (olmadı bu şimdi)


27 Temmuz 2012 Cuma

zayıflama günlüğü, 4. gün,

annemde yaptığım kaçamakların cezası çok ağır oldu, giden kilo geri geldi. üstelik dün evde de düzenimi bozdum ve kötü sonuçlar aldım. bu diyet işlerinde tek yapılması gereken sebat etmek, sabırla devam etmek, ipin ucunu hiç bırakmayıp sıkı sıkıya yapışmak, üşenmeyip gereken yiyecekleri hazırlamak, tartmak vs. bir de yediklerini düzenli yazınca ipin ucunu kaçırmak zor oluyor.

26 temmuz, kilo: 89.0
9.30=> 30 gr tulum peyniri, 1 üçgen peynir, 77 gr ekmek, 5 adet zeytin
12.30=> 1 kepçe çorba, 60 gr ekmek, 1 köfte
15.00=> 2 dilim karpuz
17.00=>ipin ucunun koptuğu yer 5-6 petibör bisküvi ve tahin pekmez
18.30=> 2 kepçe buğday pilavı
20.00=> 2 kase semizotlu ayran çorbası
22.30=>1 kepçe buğday pilavı


26 temmuzunda sonucu kötü oldu. bakalım bugün nasıl geçecek

sevgiyle :)

not: bloggerda yer alan dinamik şablonlarda etiketleri grup grup göstermeyi başaramadım, günlüğüm karman çorman oldu.:(

26 Temmuz 2012 Perşembe

zayıflama günlüğü, 3. gün,

dün annemdeydim, dolayısıyla yedim durdum, etkisini de hemen gördüm:(

neyse yine de yazayım dün yediklerimi, kendime ibret olur en azından.

kilo: 88.0

9.30=> 1 yumurta sarısı  (haşlanmış yumurtanın beyazını yiyemem), 30 gr peynir, 5 zeytin, 70 gr ekmek
13.00=> bol salata, peynir-ekmek ( ölçü bilmiyorum), 1 kase çorba, 1 kase yoğurt
16:00=> 1 tane çikolatalı kruasan, 3-4 susamlı çubuk, 1 top dondurma
20.00 => 1 kase yuvalama (resmini çektiğimde paylaşacağım muhteşem bir tarif), 2 köfte, karışık kızartma, ekmek, salata
22.00=> 1 dilim kavun, 2 top dondurma

görüldüğü üzere yediğim hiçbir şeyin miktarını bilmiyorum, anneme ben burada kalsam 0.1 ton olurum dedim.
bugün ise kaldığım yerden devam ediyorum. bakalım ne olacak.

sevgiyle:)

25 Temmuz 2012 Çarşamba

zayıflama günlüğü, 2. gün

24 temmuz: kilo => 88.5
yediklerim
9.30 => 1 yumurta, 30 gr peynir (omlet olarak), 75 gr ekmek
12.30 => 3 köfte, 1 kase yoğurt, 70 gr ekmek
15.00 => 1 porsiyon güllaç 
17.00 => 3tane kayısı, 3 tane hurma, 1 avuç badem
20.00 => 1 kase çorba, 2 köfte, 60 gr ekmek, 1 kase hoşaf
22.30 => 3 dilim karpuz 


sonuç olarak 7 et, 10 ekmek, 2 süt, 5 meyve, 3 yağ ile toplam 1726 kalori almışım, yarın yine bu başlıkta görüşmek üzere 


sevgiyle:)

24 Temmuz 2012 Salı

zayıflama serüveni, 1. gün

eh doğum bitti, emzirmeye başladım, şimdi tam zamanı. hamilelikten 4 kilo kaldı üstüme ama sorun daha öncesinden var olan kilolarım. zaman onları verme zamanı. ilk doğumumda 15 kilo vermiştim emzirirken. bakalım bu sefer verebilecek miyim kiloları? beceririm umarım. bunu gerçekleştirmek için her gün yediklerimi ve kilomu buraya yazacağım.

dukan amcanın sitesine göre 70 kilo benim için uygun, beden kitle endeksi hesaplamasına göre ise 60 kilo olmam gerekiyor. beş yıl önce diyetisyenim 61-63 kilo arası olmamın iyi olacağını söylemişti. benim hedefim ise öncelikle ayda 2-3 kilo vermek ve bu kilo verme sürecini 7-8 ay sürdürebilmek.

23 temmuz 2012: kilo: 89.3
9.15=> 30 gr tulum peynir + 30 gr kaşar peynir, 5 adet zeytin, 85 gr ekmek, domates, salatalık, biber
12.00=> 1 brd. süt
13.45=> 60 gr ciğer, 75 gr ekmek, 1 kase yoğurt, salata
16.15=> 20 adet kiraz, 2 adet hurma, 1 avuç kavrulmamış badem
20.00=> 3 kaşık patates püresi, 35 gr ekmek, 1 kase yoğurt çorbası, 1 kase yoğurt, 2 köfte (60 gr), salata


bu yediklerimle bir gün içinde yaklaşık olarak 6 et grubu, 11 ekmek grubu, 3 süt grubu, 3 yağ grubu, 2 meyve grubu besin almış oldum. 3.5 litre su içtim. yaklaşık 1700 kalori almışım. yiyebileceğim 3 meyve grubum vardı akşam için ama patates püresini abartınca meyve yiyecek halim kalmadı. bademi yağ grubu olarak kabul ettim. 

besin gruplarını şeker hastaları için değişim tablosuna göre belirliyorum. bir gün içinde almam gereken besinleri ise 100 kilo civarı insanlar için verilen diyet listelerinden aldım.







sevgiyle:)

23 Temmuz 2012 Pazartesi

yaprak gibi taze, taş gibi sert, altın kadar değerli ve kırk uçurmanın şerefine limonlu güllaç,

evet börtücüğüm 20 günü bitirdi, aslında bugün itibariyle 23 günlük oldu bile. 20 günlük olunca annem 20 kırkını çıkaralım bu kızın dedi (ne demek olduğunu tam anlamadım ama), börtücüğün küvetine yaprak, 20 tane taş,  altın attı. kızımı da içine koydu ve yıkadı. bir yandan da dua ediyordu. selin ablasına benzemiyor bu yönüyle banyo yapmaya bayılıyor. yazın sıcak günlerinde de yıkanınca çok hoşuna gitti tabi ki.

bende kızımın 20 günlük olması şerefine yeni bir tarif, hürriyet gazetesinin pazar ekinde civan er'in sayfasında gördüğüm limonlu güllacı denedim. annem hiç güllaç yapmazdı ben küçükken, bense evlendiğimden beri her ramazan'da en azından bir kez yapıyorum. bu tarifi gördüm, denedim ama bana göre bazı eksikleri var. önce tarifi vereyim sonra bana göre eksik olan yönlerini yazacağım.

malzeme:
güllaç için: 400 ml süt,
                4-5 güllaç yaprağı
                80 gr şeker
krema için: 100 gr badem
                 1 adet limon
                 150 ml süt
                 75 gr şeker
                 4 adet yumurta
kremanın yapılışı: suda ıslatılıp yumuşatılan bademler robotta çekilir, yarım limon suyu, limon kabuğu rendesi, badem, süt, yumurta ve şekerle birlikte benmari usulü pişirilir. muhallebi kıvamına ulaşınca ocaktan alınır, geniş bir kaba yayılır ve soğutulur. oda sıcaklığına düşünce buzdolabına alınır.
güllacın yapılışı: güllaç usulüne göre şekerli süt ile ıslatılır ve fincana araya limonlu-bademli krema konularak yerleştirilir.


tarif yukarıda, ben bu tarifi uygularken krema için iki yumurta kullandım, yine de kremada yumurta kokusu vardı, bir kez daha yaparsam yumurta koymadan nişasta ile koyulaştırmayı düşünüyorum. ikinci olarak 400 ml süt güllaca az geldi ve üstleri kurudu, bir daha ki sefere daha fazla süt kullanacağım. bence bu tarifin ismi limonlu değil bademli güllaç olmalıymış bu haliyle. ben bir daha ki sefere limonu arttırıp, bademi azaltmayı düşünüyorum.sunumu ise fincanda yapmayı tercih ettim. 

sevgiyle:)

19 Temmuz 2012 Perşembe

tahinli çörek

bu sene ramazan için pek hazırlık yapamıyorum. aslında küçük börtücüğüm uslu bir bebek, o uyurken pek çok iş halledilebiliyor ancak günlük aktiviteler bile beni çok yorduğu için pek fazla bir hazırlık yapamadım.
yine de sahurluk olarak sevgilime tahinli çörek yaptım. umarım beğenir. çöreğin tarifini http://www.ufukmutfakta.com/2011/03/tahinli-corek.html'dan aldım. acayip lezzetli oldu. tavsiye ederim.

malzeme:
250 gr tereyağ
1/2 su brd. zeytinyağı
1 su brd. yoğurt
4 çorba k. pudra şekeri
1 pk. kabartma tozu
3.5 su brd. un

aslında klasik kulak memesi kıvamında bir hamur olması gerekiyor. göz kararı da eklenebilir un. hamuru yapıp 30 dakika dinlendirdim. üçe böldüm. her bir parçayı elimle oval olacak şekilde açtım ve her yerine 2.5 çorba kaşığı kadar tahin sürdüm, üzerine toz şeker serptim. tarifte dövülmüş ceviz de vardı ama benim cevizim bitmiş koyamadım. rulo şeklinde sardım ve yaklaşık 4 cm eninde kestim. tepsiye yerleştirdim, üzerine yumurta sarısı sürüp susam serptim. 180 derecede 25 dakika pişirdim. bu malzemeden bir tepsi çörek çıktı. muhteşem lezzetliler. 


sevgiyle:)

18 Temmuz 2012 Çarşamba

aklından bir sayı tut, gözlerini sımsıkı kapat, john verdon

polisiye gerilim kitapları okumayı severim. aklından bir sayı tut ve gözlerini sımsıkı kapat dedektif david gurney'in ipucu olmayan cinayetleri çözüşünü anlatıyor. oldukça iyi kitaplar ama serim bölümleri çok uzun. konudan kopmaya başlarken aniden çözülen ve mutlaka dedektifin veya karısının ölüm tehlikesiyle karşılaşması ya da ölümün kıyısından dönmesiyle biten, dedektif ile karısı arasındaki problemlerin fazlaca gözümüze sokulduğu, hollywood sinemasından çok etkilenilerek yazılmış, aslında belki de senaryo olarak yazılsa daha başarılı olacak bir seri. serim kısmının çok uzun olmasına ve sonuç kısmında olayların çok hızla çözülmesine ve her iki kitapta da dave gurney'in konuşarak katilin dikkatini dağıtmasıyla yaklaşık aynı sonlara sahip olmalarına rağmen tatilde vakit geçirmek için okunacak iyi alternatifler. 
aklından bir sayı tut'u geçen sene, gözlerini sımsıkı kapat'ı ise geçen hafta okudum. tatilde tavsiye ederim efendim.
sevgiyle:)

17 Temmuz 2012 Salı

pratik yaz türlüsü,

yazın hafif yemek lazım, kızartmalardan uzak durmak lazım diye diye patlıcan kabak kızartmasını özlettiler bize.yerini tam doldurmaz ama fırında pişirilen sebzeler de güzel oluyor. ama benim dün yaptığım biraz sulu kalmıştı ve türlü gibi olmuştu. bende isim uydurdum: pratik yaz türlüsü
malzemesi:
2 adet patlıcan
adet kabak
adet domates
adet kapya biber
2adet sivri biber
hepsini küp küp doğradım. kekik, dereotu, nane, tuz, karabiber ve az zeytinyağı ile harmanladım. fırında 180 derecede 25 dakika pişirdim. afiyetle yedik.
baharatların oranlarını herkes kendi damak tadına göre ayarlayıp değiştirebilir. patates farklı diğer sebzelerden sürede piştiği için koymuyorum. soğan sarımsak arzuya göre konulabilir. 



sevgiyle:)

15 Temmuz 2012 Pazar

semizotu salatası,

semiz otunu her zaman çok severek tüketmişimdir, özellikle yemeğini çok severim. süt arttırıcı özelliğini de öğrendiğimden hergün yemeğe çalışıyorum şu sıralar. yoğurtlu salatası, yemeği, eh farklılık olsun diye antakya'nın maydanozlu salatasından esinlenerek yaptığım salatası.

yoğurtlu halini herkes bilir, semiz otunu doğra, sarımsaklı yoğurtla karıştır, dereotu ile süsle, işte bitti. salata halini yapmakta aynı derecede kolay, bir tane kapya biber, bir domates, bir yeşil biber, bir bağ semizotu küçük küçük doğranır. bir limon suyu, tuz, sumak ve zeytinyağı ile yapılan sosla iyice harmanlanır. afiyetle yenilir. ekşi vermesi için nar ekşisi de kullanılabilir.


bu arada selin hanım aramıza katıldığı için ağ günlüğümün ismi annem, ben ve kızlarım oldu. ne de olsa artık maceraları paylaşılacak iki tane kızım var:)
sevgiyle:)

13 Temmuz 2012 Cuma

bebek süsleri, kalpler

keçe süslerim çok sevildi ve kelebekler hastanede bitti. öyle olunca evde gelenlere verilmek üzere kalpleri devreye sokmak gerekti. kalp süsler için şablonu da yine kurabiye kalıplarını kullanarak çizdim. ortalarına küçük kalpler diktim. içine kenardan çıkan keçe kırpıntıları ve lavanta karışımını koydum, bir de minik mıknatıs koydum ki magnet olarak kullanılabilsin. kelebekler kalemlik süsü olmuştu, kalpler magnet oldu. benim bu işlerle uğraşmak çok hoşuma gitti. en çok beyaz ve kırmızı olan kalpleri (üst sıradakiler, alttakiler koyu ve açık pembe) sevdim.


sevgiyle:)

11 Temmuz 2012 Çarşamba

hoş geldin selin,

bebekten haberler, aramıza 1 temmuz tarihinde katılan selin bebek uzun boyu ve küçümencik kafasıyla, bir de ağlamamasıyla dikkati çekmektedir. bir bebeğin ağlaması bu kadar hevesle beklenir miymiş onu öğrendim şu on günde. selinciğim uykudan uyanamıyordu. iki saatte bir emzirmek için uğraşırken, uyandırma çalışmalarım bir buçuk saati buluyordu. meğerse bu durum sarılığı olduğundanmış. yenidoğan sarılığını biraz kötü atlattık. bir gece hastanede yeni doğan yoğun bakımda ve üç gün evde fototerapi uyguladıktan sonra t. bilirubin değeri 9 civarına düştü. sık sık emzirerek bu sorunu aşmaya çalışıyoruz bakalım.
sarılık dışında oldukça iyi durumdayız, iki saatte kaka, ağızdan kocaman kocaman çıkan gazlar, fazlasını derin dondurucuya koyduğum sütler. 
insanların karakterleri bebekliklerinde belli oluyorsa eğer, bötrü (selinin takma ismi-börtü böcükten geliyor. böcüğü ablası alınca seline börtü kaldı) çok sakin, fazla ağlamayan bir bebek.
bebk kokusunu özlemeşim, emzirmenin verdiği huzuru, evde bebek mıkırdanmalarını duymayı. her ne kadar uykusuzda kalsam, aksiliklerde olsa bir bebeğin ne kadar mutlu ettiğini hatırladım tekrar teşekkürler börtücüğüm. seni çok seviyoruz.
not: hergün bir makine çamaşır yıkayıp ütülemeyi özlememişim ama.

sevgiyle:)

8 Temmuz 2012 Pazar

bizden haberler, doğum

geçen pazar günü bebeğimiz aramıza katıldı. pazar günü doktoruma gittim ve önceki doğumum sezaryen olduğu için, ayrıca da bebek yine iri olduğu için ameliyata alındım.

önce kendimle ilgili olanları yazmak istiyorum. nedendir bilmem (sanırım doktorumla tam ilişki kuramamaktan kaynaklı) kendimi çok gergin ve kötü hissediyordum. bebeğimin gelişine heyecanlanıyor ama bir yandan da üzgün olmanın önüne geçemiyordum. bebeğimi aldıkları an ağlamaya başladım. hatta biraz sakin ol, dikişler zor oluyor diye azar bile işittim. umarım doktor bebeğinin doğumunda beni anlar. ameliyathaneden çıktıktan sonra 8 saat yemek içmek yasak, bilinç yerinde ancak, uyuşuklukların yavaş yavaş geçmesiyle ağrıları hissetmeye başlamak kötü tabi ki. bir de üstüne sonda borusunun sıkışması nedeniyle yaşanan sancı eklenince pek hoş olmadı benim için. 8 saat sonra ayağa kaldırdılar ama gerçekten çok zorlandım. gece ise bir felaketti, çünkü yanımda eşimin kalmasına izin vermediler, annemin gücü beni kaldırmaya yetmedi. tuvalete gitmek bir işkence oldu. ertesi gün biraz biraz rahatlamaya başladım. en azından yataktan kalkmam kolaylaştı, ancak baş dönmesi başladı. bu arada kan sayımım düşüyormuş sürekli, hemoglobin değerim 8'e kadar düştü. doktor bir gece fazladan hastanede tuttu, kanama riskine karşın. biraz daha düşse kan verilmek zorunda kalacaktık, hala daha başım dönüyor. bunlar sadece kendimi fazla üzmeden yazabildiklerim. hatırlamak istemediğim milyon tane ayrıntı ve beni üzen detaylar.

sanırım, doktor ile kurulan iletişim ya da kurulamayan iletişim tüm bunlara neden oldu. eğer bir bebek daha istersem, doktorumu değiştirmeyeceğim. hastanenin koşullarını ve doktoru tüm detaylarıyla araştıracağım. bu sefer nasıl oldu bilmiyorum ama çok acemilik çektim, sanki köyden gelmiş, 20 yaşında bir şey bilmeyen salak bir insan gibi davranıldı bana ve ben buna engel olamadım. yaşadığım tüm olumsuzluklara rağmen bebeğim kucağımda olduğu için çok mutluyum.

sevgiyle:)