bu sözü hep duyardım ama kendi vücudunla ilgili gözlemlerin ne kadar önemli olduğunu pek kavrayamamışım. kendinle ilgili bir takım aksilikleri fark edip hemen müdahale etmek sorunlar büyümeden çözmeyi kolaylaştırıyor. annem daha az dikkatli olsaydı, önemsiz zannetseydi, aman boş ver deseydi çok kötüye gidecek olan süreç neyse ki kısa zamanda çözülen bir sorun olarak, kötü bir renk olarak kaldı hayatımızda.
abd dönüşü annem dedi ki benim hafif bir kanamam var, 2-3 günde bir kez oluyor. sen gitmeden önce vardı ancak endişelenme diye söylemedim. hemen bir doktora gittik ve doktorun teyzecim bu yaşta hayra alamet olmaz tıp fakültesine git demesi üzerine erciyes tıpta aldık soluğu. biyopsi yapıldı ve dünya başıma yıkıldı. adenokarsinom 2 cm boyutunda. adenokarsinomlar ne yazık ki yayılmacı ve kötü huylu olan tipte kanserli dokular. karsinomlar epitel dokudan köken alıyormuş ve adenokarsinomlar ise salgı yapan (tükrük vs.) bezler gibi davranıyormuş. yani geç kalınması durumunda ölümcül olabiliyormuş. ben bunu öğrenince çok korktum. bana söylemediği için kızdım, geç kalma endişesi, annemle yeterince ilgilenememiş olmak endişesi yedi bitirdi beni. doktorumuz adenokarsinom teşhisi aldıktan sonra ilk iş olarak pet-scan taraması istedi. bu konuda erciyes tıp fakültesini takdir etmek lazım, araya sadece bayram tatili girmesi nedeniyle süre uzadı, neyse ki cuma günü yaptırdığımız pet-scan sonucu pazartesi çıktı. salı günü doktoru ile konuştuk ve teyze yayılmamış riske atmayalım cuma günü ameliyat oluyorsun dedi. biz hemen annemi hastaneye yatırdık ve aynı hafta içinde ameliyat oldu. ameliyat sırasında rahim, yumurtalıklar, lenf bezleri ve omentumdan bir kısım alındı ve yaklaşık 40 dikişli kocaman bir yara ile karşılaştık ve biyopsi lenflerde görülen atipik hücrelerin kanserleşip kanserleşmediği ile ilgili tekrar bir bekleme süreci başladı. bu hastalıkta en kötüsü bu ne olduğunu bilmeden günler süren bekleme süreleri. ne kadar hızlı sonuçlanırsa sonuçlansın o geçmek bilmeyen günler. çok şükür ki lenf nodlarında sorun çıkmadı ve annem bu kötü macerayı iyi bir şekilde atlattı ama şu çok dağınık anlattığım 2 aya yayılan süreçte benim ömrümden ömür gitti.
bir yandan tek başına bütün sorunlarla mücadele etmek, korku, annemi kaybetme korkusu, ne yapacağını bilememe, birlikte ağlayacak kimsemin olmaması vs. çok dokundu şu iki ay bana. ama şimdi mutluyum çünkü atlattık, geçti gitti. bu süreçte edindiğim arkadaşların ne kadar candan olduklarını daha iyi öğrendim ve hayatımdaki bazı insanların varlığına bir kez daha şükrettim. ve bazılarına öfkem ve kırgınlığım arttı. bazen yalnızım diye üzüldüm. bazen iyi ki yalnızım dedim. kötü günler geçirdim ve umarım gerçekten geçip gitmiştir.
sağlıkla ve sevgiyle:)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder