30 Kasım 2013 Cumartesi

kasım ayı yazarı: yaşar kemal, okuduklarım



aslında daha fazla kitap okumayı hedeflemiştim ama olmadı bir şekilde. sadece 2 kitabı okuyabildim. ancak genel olarak şunu söylemeliyim, yaşar kemal'in dilini karmaşık buldum, hatta yazarken imgeleme yapacağım diye kasılmış bence. ne haddime yaşar kemal'i eleştirmek ama olmadı işte okurken çokta fazla zevk almadım ben. imgeleri anlamaya çalışmaktan yoruldum. bazı kelimeler sanki uydurulmuş gibi. ben çok zevk almasam da okurken ustanın büyük olduğu hikaye anlatımından belli. anlatılan öykü çok hoş çok güzel.

okuduğum birinci kitap ağacın çürüğü:

yaşar kemal'in 1959-1978 arası çeşitli gazetelerde-dergilerde çıkan yazıları ve söyleşilerinin derlemesi. bazı yerlerde sonuna kadar hak verdim yazdıklarına bazı yerlerde sevmedim düşüncelerini. ama şunu gördüm o zamandan bugüne çok fazla bir değişiklik yok konuştuklarımız da. hala aynı sorunlarla boğuşup duruyor güzel ülkem. diğer taraftan ne kadar çok değiştiğimizi de görüyoruz. tartışılan konular aynı olaylar farklı. bazı konular tamamen ortadan kalkmış (köy enstitüleri mesela ama eğitimle ilgili tartışmalar son sürat devam ediyor ülkemde) ama esas sorunlar olduğu gibi duruyor yerinde. en sevdiğim yazı okuma hakkı oldu ve şu cümle beni derinden etkiledi: ihtiyaçlar insan aklı erdikçe artar, ihtiyaçlar arttıkça insan çalışmak zorunda kalır.

okuduğum ikinci kitap ise filler sultanı ile kırmızı sakallı topal karınca:

ustanın 1980 yılında çıkardığı bu romanda filler sultanını yenmeyi başaran kırmızı sakallı topal karınca, karınca ve filler ülkesinde olan biten anlatılıyor. filler ülkesi ve karıncalar ülkesi üzerinden sömüren ve sömürülen ülkeleri ve o ülkelerin mücadelerini anlatıyor. işte tam da burada benim için problem başladı. filler ve karıncalarla ne demek istediğim tam anlaşılamadı o yüzden insanfiller-insankarıncalar hatta filinsanlar-filkarıncalar üzerinden aynı şeyi bir daha anlatayım, hadi bir imge daha katayım derken kafam karıştı. yalın bir dil yerine sıkıcı bir anlatım var bence.

yıllar önce ince memed'i okurken bir arkadaşım birinci cildini okusan yeter, diğerlerinde de hep aynı şeyler anlatılıyor demişti. dört cildi de okuduktan sonra ona hak vermiştim. şimdi yeniden okuduğumda yine aynı şeyleri düşündüğümü fark ettim. ama yine de diğer kitapları da okuyacağım.

sevgiyle ve kitapla:)







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder