yıllardır kendimle ilgili bir şeylerden şikayet ederim, kilomdan, gözlerimin altındaki morluklardan, ellerimin biçim değişikliğinden. bembeyaz saçlarımdan ve daha bir sürü şeyden. her yılbaşında her doğum günümde ve hatta her yeni dönem başlangıcında bunu değiştirmek için karar verir ve nedendir bilmem bu kararı hiç uygulamam. yeterince kararlı değilim, genel olarak hayatımın tamamında böyleyim üstelik.
geçenlerde facebookta gezinirken
sibeldiyebiri adlı bir sayfa ile karşılaştım. neredeyse tüm pazar günü sayfayı inceledim ve motive oldum. sonra dün sabah kendi fotoğrafımı çektim ve acı gerçekle yüzleştim. yıllar var ki ben kendime yakından bakmamışım, çünkü gerçekten şok geçirdim. son zamanlarda özellikle son 2-3 yıldır fotoğraf çektirmek istemiyordum, çünkü gördüğüm şey beni rahatsız-mutsuz ediyordu, ama dün gerçekten şok oldum. kendime nasıl kötü davranmışım bu kadar. sanki kendimi cezalandırmak için elimden geleni yapmışım.
|
28.12.2015 |
şu anki halim bu, gıdıklı, saçı darmadağınık, yüzü gülmeyen, elindeki telefonun dengesini sağlayamayan, aslında bunları facebook vs gibi beni tanıyan insanların bulunduğu mecralarda yapmak isterdim ancak o kadar medeni cesaretim yok. onların bende gördüklerinin bu olduğunu bilsem bile bunu kendime yüksek sesle söyleyecek cesaretim yok. bu nedenle blogda dökeceğim içimi, beni tanımayanlara ifşa edeceğim halimi. bir yandan da ölesiye korkuyorum internet sitelerinde kendimi tipe bak diye görmekten. ama korkunun ecele faydası yok ya da bu korku dize getirecek beni. şu an 93.4 kg ağırlığındayım, neredeyse 0.1 ton. artık bir cisim yaklaşıyor diye adlandırılabilecek noktadayım.
umarım bu sefer hayatımda aksi giden her şeyi düzene koyabilecek kadar kararlı olabilirim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder