burada gerçekten dünya çapında ünlü ve muhtemelen nobel ödülü alabilecek düzeyde çalışmalar yapan bir hocanın yanında çalışmaya geldim 3 aylığına ve 3 ayın ne kadar kısa bir zaman olduğunu anladım. bir çalışma yapmak için çok kısa ama yeni şeyler öğrenmek için yeterince uzun. en azından başka bir hayat mümkün demek için. bizi soktukları saçma sapan kısır döngüler ve tartışmalar içinde nasılda kaybolduğumuzu anlamak için. kendi kaybolmuşluğumuz içinde yeni bir yol bulmak, çıkışı görmek için üç ay gayet yeterli bir zaman.
evet 3 ay bilimsel bir çalışma yapmak için gerçekten kısa. burada zaten bir ay laboratuvar eğitimleri ile geçtiği için zamanım daha da kısa, ama insanların zaman yönetimi harika.
hoca bana dedi ki şu deneyleri yapmanı istiyorum ve bunlar 6 hafta sürecek. biri işe başlarken ne kadar zaman alacağını öngörebilmek harika bence. bizim toplumsal olarak en büyük eksiğimiz bu, bir işin ne kadar zamanda biteceğini bilemiyoruz ve çoğu zaman göç yolda düzelir diyerek yola çıkıp sonra yön değiştirip sonunda başladığımız noktadan çok uzak bir yerde artık yeter diyerek işi bitiriyoruz. oysa burada insanlar hangi işten hangi grafiği bulacaklarını bile bekleyerek işe başlıyorlar. dolayısıyla hatalı giden bir noktayı çok daha çabuk fark edip, sorunu daha hızlı çözüyor ve daha kısa zamanda daha fazla iş yapabiliyorlar. bu nedenle hem zaman yönetimleri hem insan yönetimleri çok başarılı ve dolayısıyla bilimsel olarak ilerideler ve bu dünyadaki üstünlüklerinin nedeni aynı zamanda.
yanında çalıştığım hoca bu yıl 45 makale yayınlamış, neredeyse haftada bir makale, 2 hafta xmas tatili, iki hafta tatil yapsa zaten her haftaya bir makale düşüyor. merak ediyorum türkiye'de yılda 45 makale okuyan kaç tane hoca var.
biz bu doğru düzgün zaman yönetimini beceremediğimiz için, elimizden iş çıkmadığı için, görünürde çalışıp gerçekte vakit öldürdüğümüz için aynı yerde sayıp duruyoruz.
buradaki çalışma koşulları, şimdiye kadar gördüğüm kadarıyla işin bitmesine odaklı ve iş zamanı tam konsantre olarak iş yapılıyor, dinlenme zamanı iş düşünülmeden sadece eğleniliyor. biz ise iş zamanı eğlence, eğlence zamanı ise iş peşindeyiz ve ne işimizde başarılı olabiliyoruz ne de hakkını vererek eğlenebiliyoruz.
buradan öğreneceğim en önemli şey bu olacak belkide iş zamanı iş- eğlence zamanı eğlence, ne işini ihmal et ne kendini. iş yönetimine dair öğrenip kendi işlerimde uygularsam ne güzel olur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder