29 Eylül 2012 Cumartesi

öfkelenmemeyi başaramamak,

hep dua ediyorum öfkeme hakim olmak için ama başaramıyorum. kontrol edemiyorum. böcüğe bağırıyorum, sevgili kişisine kızıyorum. ikisine de kendimi anlatamıyorum. anlatmaya çalıştıkça batıyorum.

çocuklara söz geçirmek, çocuk davranışlarını yönetmek falan filan bir dünya kitap okudum ama hiç bir kitaptan öfkelendiğimde kendimle nasıl başa çıkacağımı öğrenemedim. tüm kitaplarda ortak bir nokta var çocuğunuza sakin davranın. tamam davranalım da kuduran, istediği olmadığı için sen kötü ve iğrenç bir annesin, seni sevmiyorum diye ağlayan bir çocuk varken nasıl olacak? ben sakin kalmaya çalıştıkça yanlış yaptığını anlatmaya çalıştıkça, öfkemi kontrol edemeyeceksem susup sakinleşmeyi bekledikçe kuduruyor bizimkisi, sınırları daha çok zorluyor. sonunda bende patlıyorum. sonra kavga gürültü. bağırmaktan sesi kısılan ben (hatta komşularda utanıyorum), ağlamaktan bitap düşmüş çocuk, arada kalıp ne yapacağını bilemeyen baba.

bence bu kitapları yazanlara annelerin sabır taşı olmadığı, peş peşe yapılan yaramazlıklara karşı sakin davrandıkça (tepkinin sakin olması, tepki verilmemesi değil) çocuğun azıttığı, sonuç olarak ara gazı alınmayan annenin daha çok sinirlenip bomba gibi patladığı anlatılmalı.

benim sevilmeye ihtiyacım var:(

27 Eylül 2012 Perşembe

bir dua,

allahım kızlarım beni sinirlendirdiklerinde onların sadece çocuk olduğunu hatırlat bana. sakin kalabilmem için yardım et. sakin olduğumda sakinleşebildiklerini göster. aklımdan şiddet görüntüleri geçtiğinde, ağlama krizlerinde beni sakinleştir. öfkeme yenilmeme engel ol. öfkelerini kontrol edebilmem için bana güç ver. amin

24 Eylül 2012 Pazartesi

kandil simiti,

yıllardır çok severek yaptığım ve ikram ettiğim bir lezzet kandil simiti. yıllar önce tarifi oktay usta'dan almıştım. oktay ustanın tarifleri hep lezzetli ve tam tutan tariflerdir, bu simit ise ekstradan güzel.

malzeme: 125 gr tereyağ
               1 çay brd. süt
               1 çay brd. sıvıyağ
               1 çay kaş. mahlep
               1 çay kaş. tuz
               2 yumurta (birinin beyazı üstüne)
               1 çay kaş. kabartma tozu
               aldığı kadar un

yukarıdaki malzeme ile kulak memesi yumuşaklığında bir hamur yapıp, simit şekli veriyorum. önce yumurta beyazına sonra susam-çöreotu karışımına batırıyorum. 180 derecede pişiriyorum. kıtır kıtır, çık lezzetli simit oluyor, hem de geç bayatlıyor.


sevgiyle:)


20 Eylül 2012 Perşembe

baharatlı patates,

ben patatesi severek yemem. kızartmasını ise mecburiyetten yemiyorum. evdekilere yapmadan olmuyor, e yapınca yemeden durulmuyor. allah'tan sevmiyorum. sevsem ne olacaktı?


evdekilerin patates kızartması yiyebilmesi için yeni yöntemim ise patatesi önce mikrodalgada 5 dk pişirmek, sonra tavada 1 çorba kaşığı sıvı yağ ile kızartmak. böylece patatesler fazlaca yağ çekmeden kızarıyorlar. kızartırken tavaya biraz kekik ve kırmızı biber koyuyorum. işte baharatlı patates hazır.

sevgiyle:)

18 Eylül 2012 Salı

hayırlı olsun sofrası ve mercimekli köfte,

börtücüğüm hafta sonunda misafir ağırladı. sevgilimin halası ve kuzenleri bize hayırlı olsun ziyaretine geldiler. bende onlar için mercimekli köfte, yuvarlak poğaça, kandil simiti simidi, kelebek olacakken olamayan kurabiye ve tiramisu yaptım.



mercimekli köfte için kişi başı 1 avuç kırmızı mercimek koyuyorum ve iyice pişip kendinden geçip püre haline gelene kadar haşlıyorum. sonra mercimeğin üzerine kalın ve ince bulgur karışımı koyuyorum ve yarım saat kadar dinlendiriyorum. bu arada bir tane orta boy soğanı bol miktarda yağ ve orta miktarda salça ile kavuruyorum. mercimek-bulgur karışımına tuz-karabiber-kimyon ve kavurduğum soğanı koyup yoğuruyorum. sonra köfteyi tek seferde şekillendirip bırakıyorum. teyzeciğim köfteyi iki kere sıkarsak "dul etmeyin köfteyi" diye kızardı. alışkanlık olmuş köfte tek seferde sıkılır.


sevgiyle:)

12 Eylül 2012 Çarşamba

niğde usulü tarhana,

yoğurtlu tarhanayı çok severim. ben küçükken annem yoğurdu bir kaç gün ekşitir ve tarhanayı öyle yapardı. dolayısıyla bende öğrendiğim şekilde ekşi yoğurtla yaparım tarhanayı, ancak kayınvalidem farklı yapıyor ve sevgili kişisi annesinin yaptığı gibi istiyor. bu sene kayınvalideme beraber yapalım dedim sevgili kişisinin istediği gibi yapmayı öğrenmek için. fakat annemin ameliyatı araya girince ben gidip nasıl yapıldığını öğrenemedim. kayınvalidem sağ olsun yapıp yollamış.


niğde'de tarhanayı büyük çekilmiş aşlık adı verilen buğday ve yoğurdu herani adı verilen bakır kazanlarda pişirerek yapıyorlar bildiğim kadarıyla. aslında koyuca yoğurtlu çorba oluyor. bir gece bekleyince buğday suyu çekiyor ve katılaşıyor. bu tarhananın kurutulmamış hali tereyağ ile kavrulunca harika bir kahvaltılık olarak tüketilebiliyor. ben zaten çorbasından çok kahvaltıda kavrulmuş halini seviyorum. tarhana çorbası için antep (maraş) tarhanasından şaşmam. 
bu sene yardıma gitmedim ama seneye yapılışını tüm detaylarıyla ve fotağraflarıyla saklayacağım. yapılan tarhanayı da kış boyunca kahvaltılara hazırlamak üzere poşetleyip derin dondurucuya kaldırdım.


sevgiyle:)


8 Eylül 2012 Cumartesi

böcükten yemek tarifi

bir çocuğun gözünde hiçbir şeyin maddi kıymeti yokmuş ve herhangi bir nesne hayal dünyasında her şey olabilirmiş. dün bunu öğrendim kızımdan. oyun oynarken anne yemek yapalım dedi. pasta yaparken bana hep yardım eder ve yamağım olur. bu sefer böcük aşçı ben yamak oldum.  o an ortada gördüklerine hayal gücünü ekleyerek portakallı tatlı yaptık.


çocukların hayal gücünü etkilememek gerekiyor işte. böcükte biliyor ip yumağının portakal olmadığını ama gerçek olmasına gerek yok ki oyunun. bir de şu var ki, oyuncağın maddi değeri çocuğu ilgilendirmiyor hiç. bir dünya para verilip alınmış künyesi de oyuncak olabiliyor bir parça ipte. 


keşke bizlerde hayal gücümüze biraz olsun güvensek, bildiğimiz gerçekleri yarım saatliğine olsun unutsak, bir ip yumağı, bir oyuncak parçası bir toka ile mutlu olabilsek. 

sevgiyle:)

7 Eylül 2012 Cuma

annemin retina yırtılması ameliyatı,

son günler çok heyecanlı-üzücü ve zor geçti benim için. geçen hafta annemin göz kontrolü vardı. kendisi 30 küsür senedir insulin kullanan tip 1 şeker hastası ve yaklaşık 15 senedir göz dibi kanaması var. ancak bugüne kadar lazer tedavisi görmemişti, çünkü yediklerine çok dikkat eder ve şekerini ve tansiyonunu hep kontrolde tutar. kontrollerini de aksatmamaya çalışır (kabul ediyorum bazılarına benim zorumla gider). neyse işte annem göz konrolüne gittiğinde doktor retina yırtılması olduğunu ve acilen ameliyat olması gerektiğini söyledi. hemen apar topar kayseri acıbadem hastanesinde prof. dr. abdullah özkırış'a gittik. önce yaklaşık 10 yıldır var olan katarktı alalım sonra göz arkasını tamir edelim dedi. kataraktı önce alma nedeni göz arkasını rahat çalışmak içinmiş. yani annem geçen hafta cumartesi günü katarakt ameliyatı, pazartesi günü ise retina dekolmanı ameliyatı oldu.

katarakt ameliyatı son derece kısa süren bir ameliyat, yaklaşık 5 en fazla 10 dakikada bitiyor ve sonrasında dikkat edilecek tek şey yavaş olmak, öne eğilmemek ve göz damlalarını ihmal etmemek. gözde fazla şişlik olmuyor. ilk gün bandajlı ikinci gün sabah göz açılıyor.annemin söylediğine göre görüntü ertesi gün tamamen netmiş.

retina dekolmanı ameliyatı ise en zor göz ameliyatlarından biri imiş, yaklaşık 45-60 dakika sürüyor. bandaj yine ertesi gün çıkarılıyor ancak 24 saat süresince yatmak, hareket etmek yasak. sadece karşıya bakmaya izin veriliyor. biri antibiyotikli birisi göz kurumasını önleyecek iki damla kullanılıyor. annemin ameliyatı açık ameliyattı ve iyileşmeye çalışıyor. pazartesiden beri koltukta uyuyor, ayağının altına puf koyuyoruz ancak sırtı ve beli tutuldu ve ağrılar olmaya başladı. ilk gün sadece karşıya bakıyordu, şimdi biraz daha normal bakıyor.  gözünü açamıyor ve ışığın aşırı derecede rahatsız ettiğini söylüyor. öne eğilmek, herhangi bir şey kaldırmak, yemek pişirmek önerilmiyor, gözü ilk gün aşırı şişmişti, şişlikler yavaş yavaş iniyor, dün sadece kirpik diplerinde kalmıştı. bu ameliyat gerçekten zor, gözüne retinaya baskı yapması amacıyla silikon konuldu ve bu silikon nedeniyle görmesi henüz düzelmedi, ilk iki gün görmediğini şimdi ise her şeyi bulanık gördüğünü yanları ise hala göremediğini söylüyor. silikon üç ay sonra çıkarılacak. evde sıklıkla birbirimiz rahatlatmak amacıyla anne bu kaç-beş espirisi yapıyoruz ama ne babam ne annem ne de ben rahatız.

bu arada bu sıkıntılar nedeniyle bende strese bağlı kaşıntılar oluştu. bütün vücudum kaşınıyor, emzirdiğim için ilaç kullanamıyorum, sadece kaşıntı jeli ile idare etmeye çalışıyorum. her yerim kırmızı kabarcıklarla doldu.

benim sevilmeye ihtiyacım var bugünlerde:(

4 Eylül 2012 Salı

rengarenk kurabiye,

hafta sonunda görümcemin çocukları bizdelerdi. çocukları eğlendirmek hemde iki kuzenin kavga etmesini biraz olsun önlemek için kurabiye yapalım dedim. çocukların isteği üzere renkli kurabiyeler yaptık.

 

malzeme:
250 gram çok yumuşamış tereyağ
2 yumurta
1.5 su brd. pudra şekeri
1 pk kabartma tozu ve vanilya
aldığı kadar un
çeşitli renklerde gıda boyaları

yukarıdaki malzemelerle kurabiye hamuru yaptım. üçe böldüm ve mavi, yeşil ve kırmızı gıda boyaları karıştırdım. çocuklar kalıplarla kesti. 160 derecede 35-40 dakika pişirdim. 180 derecede 18-20 dakikada pişiyor ancak çok kolay yanabiliyor. o yüzden serin fırında pişirmek daha iyi bence. 




sevgiyle:)



1 Eylül 2012 Cumartesi

bebeğin 2. ayı,

geçte olsa yazmaya başlıyorum. benim bebeğimin ikinci ayı nasıl geçti?
öncelikle çok şükür ki kolik bir bebek değil, dolayısıyla uyutması ve beslemesi daha kolay oluyor. bende deliler gibi yorulmuyorum. böcüğümüz kolikti ve babasıda, bende yorgunluktan kımıldayamayacak hale geliyorduk. ancak şimdi biraz daha rahatız.  bence biraz tecrübe birazda çocukların farklı kişilikte olması nedeniyle börtüyü daha kolay büyütüyoruz şimdilik.

beşik dönencesi, ana kucağına takılan oyuncağı ve oyun halısındaki aynayı çok seviyor. dönenceyi büyük bir dikkatle takip ediyor. bu esnada göz kaslarını kullanmayı öğrendi, sanırım bir hafta sonra tam olarak kullanmayı başaracak. oyuncaklara gülüyor.sesli oyuncakların sesini dinliyor. cee yapınca önce irkiliyor sonra mutlu oluyor. oyun halısındaki aynaya gülücükler atıyor. biz konuşurken gülüyor. yani bebek 2. ayın sonunda sesleri dinlemeyi öğreniyor ve gülücükler  başlıyor.

hala her bezimiz kakalı, gaz çıkarırken kaka kaçırıyor. emerken hava yutmaları azaldı ama barsak gazları çoğaldı.  günlük 4-5 bez tüketiyoruz artık. birinci ayda 8-9 beze göre bayağı azaldı yani.

uykuda geçirdiği vakit azaldı. artık gündüzleri uyanma saatine bağlı olarak bir sabah ve uzun bir öğleden sonra uykusu var ancak akşamları uykuya geçme sorunları yaşıyoruz birazcık. kucağımızda uyuyor ama yatağına koyunca ağlıyor. bazen kıpırdanırken kendi kendine uyuyakalabiliyor.

d vitaminine devam ediyoruz, hafta 1- veya iki kez gaz problemi oluyor zinco vermek durumunda kalabiliyoruz.

ve gelelim bu ayki büyük problemimize. böcük bu ay genellikle evde kalmak istemedi, 1 hafta anneannede ve beş gün babaannede kaldı. babaanneden döndüğünde son derece hırçın, öfkeli ve her dediğimize itiraz edip, bağıran bir çocukla karşılaştık. bastırılan kıskançlık duyguları katlanarak geri döndü. özellikle kuzeniyle (zaten çok iyi anlaşamıyorlardı) kabus kavgalar ediyorlar. bu hırçınlık ve öfke problemini nasıl çözeceğimi bilemiyorum. çocuklarla ilgili kitapları okumaya devam.

sevgiyle:)