31 Aralık 2014 Çarşamba

seneye görüşürüz...

bu salak espri ile başlamak istedim. çocukken ne çok gülerdik buna birde geçen seneyi dün gibi hatırlıyorum vardı. bir kaç sene (tamam kabul 10 15 sene önce) bu espriler çıktı lugatimden. ancak şimdi bizim böcük sayesinde yeniden hatırladım. malum kendisi ikinci sınıfta ve unuttuğumuz bir dünya şeyi bize hatırlatmakta.

neyse böyle bir girizgah yaptıktan sonra diyorum ki 2014 seni hiç sevmedim zaten 2013'ü de sevmemiştim. umarım 2015 benim için, bizim için, ülkem için ve dünya için güzellikler, iyilikler, huzur, barış, güzel kitaplar, mutlu anlar, sağlıkla ve dostlarla içilen kahveler vs. vs. getirir. eğer dünya güzeli seçilirsem dünya barışı için çalışacağım :p.

31 aralık benim için iç hesaplaşma demek ve görüyorum ki 2014 hedeflerim hiç yerine gelmemiş, o zaman aynı dileklerimi yeni yıl için koruyor ve her birini kendim için aşılacak hedefler haline getiriyorum. gerçekleşmesini istediğim dilekler hep dilek olarak kalabiliyor, evren beni yanlış anlıyor ve olmasa da olur diye düşünüyor olmalı.

geçenlerde 2015 hedeflerimin bir kısmından ve bu hedeflerin gerçekleşmesi için kendime koyduğum kurallardan bahsetmiştim. bu yolun esası aslında şu: zamanı ve hedefleri küçük parçalara bölüp onlar üzerinde çalışmak ve küçük başarılara kocaman kocaman sevinmek :p.

mesela her hafta bir kitap okumak için plan yapmak, haftada 500 (kocaman) gram vermek, her pazartesi proje için çalışıp 2 pazartesi sonra projeyi bitirip yerine yeni makaleyi çalışmak için koymak, salıları  düzgünce ders notları çıkarmak sırf kendim için, çarşambaları geçmişten kalan işlerimi bitirmek için uğraşmak, perşembeleri yeni işleri sonuçlandırmak için uğraşmak, cumaları az çalışıp az dinlenmek, hafta sonları hobilerime vakit ayırmak. salı günleri spor salonuna gitmek, perşembe pazar komşularla güle oynaya plates yapmak. daha çok gülmek,

31 aralık aynı zamanda dilekler dileme günü. 2015 için bazı dileklerim de var elbette, mesela amerika'ya gidebilmek için burs bulabilmek, erasmus talebimin kabul edilmesi vs vs. bunlar işle ilgili benim elimde olmayan ancak, olursa çok mutlu olacağım iki konu. başarabilirsem eğer sosyal medyada daha çok yer almak, blogda yeni bir takım düzenlemeler yapmak vs. vs.

yazdım yazdım biraz ordan biraz burdan. kafam ne çok karışıkmış meğerse sayın seyirciler :p.

sevgiyle, neşeyle, huzurla :)



seneye görüşürüz :p

26 Aralık 2014 Cuma

2015 yılı planlarım,

2015 yılı güzel günler getirsin herkese, güzel ve güneşli günler. içinde bulunduğumuz yıllardır yaşayageldiğimiz karanlıktan kurtulmak dileğiyle...

2015 için uzun vadeli hedefim:

52 haftaya 52 kitap okumak
12 aya 24 kilo vermek
12 aya 12 önemli işi bitirmek

2015 ocak ayı için hedeflerim

4 haftaya 4 kitap okumak
1. 2015e 15 klasik için budala (1. cilt)
2. 2015e 15 klasik için budala (2. Cilt)
3. cesur yeni dünya
4. sessiz bahar

1 aya 2 kilo vermek
1 aya projeyi yollamak

işlerimin birikmesi ve bir türlü motivasyonumu sağlayamama nedeniyle kötü hissediyorum kendimi. oysa planlı olunursa her şeyi başarabileceğimi biliyorum, 2015 için en önemli hedefim planlı olmayı devamlı kılabilmek. bunun için kendime koşullar koymak ve böyle notlar hazırlayıp, kendime zorlayıcı güç oluşturmak.

sevgiyle ve kitapla :)






22 Aralık 2014 Pazartesi

2014 güz okuma şenliği 3. ay raporu

bu ay yine dört kitap okuyabildim ama bir kurnazlık yapıp yüksek puanlı kategorilerden okudum.

20. kategori tamamlandı. aynı yazardan üç kitap: 50 puan (iki kitabı diğer aylarda okumuştum, bu ay için 30 puan)
ışık bahçeleri- 238 sy.
doğu'nun limanları-183 sy.
tainos kayası-247 sy.

 22. kategori: isminde aynı kelimenin geçtiği üç kitap. bu kategorinin hepsini bu ay okudum. puan: 70

buz gibi soğuk-tess gerritsen-doğan kitap- 271 sy.
çocukluğun soğuk geceleri-tezer özlü-yky-65 sy.
geçmişin soğuk izleri-sally spedding-altınbilek yayınları-494 sy.

bu ay 20. kategoriden 30 puan
          22. kategoriden 70 puan
1077 sayfa okuduğum için 10 puan
 toplamda 110 puan toplamışım. geçen aylardan ise 91 puanım vardı. şenlik toplam puanım ise 201. ne kadar az ama olsun, ayda dört kitap okuyabiliyorum ben.

kış okuma şenliğine katılmamayı düşünüyorum ama yine dayanamam sanırım.

sevgiyle ve kitapla :)

15 Aralık 2014 Pazartesi

yakalık

daha uygun bir isin bulamadım bu atkıya, yakalık işte. marifetli hanımlar klubünde gördüm ve bende yaptım bir tane. arkadaşıma yeni yıl hediyesi olarak vereceğim bugün. geçen sene pek fazla kendimi oyalayacak iş yapamıyordum, aralık ayı iyi geldi bana. bu demektir ki 2015 çok iyi gelecek :p.

yakalığın yapılışını anlatmayacağım zaten marifetli hanım çok güzel açıklamış. sadece benim yaptığımın resimleri. ben yeşil alize moher ile yaptım, konu mankenliğini yapmak böcüğüme düştü yine.

sevgiyle :)




2 Aralık 2014 Salı

dogunun limanlari-amin maalouf

Kitabı bitirir bitirmez yazıyorum bu yazıyı. Tek kelimeyle olağanüstü bir öykü, okumanın gerçekten zevk verdiği bir kitap.
Birinci dünya savaşında başlayan hikaye ikinci dünya savaşında yer alan iki direnişçi, filistin, farklı dinler ve toplumlar arası karşı konulmaz aşk ve evlilikler. Ve tüm bunları tek bir öyküde üstelik gittikçe heyecanlanarak anlatmayı ve okutmayı başaran yazar. Üstelik dünyanın nasılda oradan oraya savruldugunu daha güzel anlatabilecek bir kitap yok.
Bir padişahım kızıyla evlenen doktor, deliren prenses, oğulları ve ermeni karısı ve onların oğlu isyan. Yahudiyle evlenen ve bunu tam da infantadanin olduğu zamanda filistin de gerçekleştiren isyan. İkinci dünya savaşı direniscisi ve aklı aslında hep dünya barisinda olan ama o savaştan bu savaşa sürüklenen koca bir hayat. Delirmeyi bile uysallikla karşılayan, hep kurtarılmayi bekleyen ve bu esnada kendini kurtaracak gücü bulamayıp deliliği kabul eden isyan. İçine düştüğü cukurdan kendi kendine kurtulan isyan.
Çok etkileyici bir kitap, elimden bırakmadan okudum özellikle son sayfaları, gözlerimden yaşlar suzlerek okudum özellikle isyanın deliren hikayesini ve 20 yıl bir timarhanede geçirdiği günleri. Amin maalouf yine kalemini konusturmus ve olağanüstü bir başka öykü yazmış. Yine hayatı ve yaşamayı, herşeye rağmen hayatta kalmayı yuceltmis.
Mutlaka okunması geren bir kitap dogunun limanları, yapı kredi yayınlarından çıkmış ve 183 sayfa, ama akıldan çıkmayacak bir öykü.
Sevgiyle ve kitapla😊

burgu fular,

yıllar önce bu fulardan kendime yapmıştım, geçenlerde bir arkadaşımın çok hoşuna gidince sana da yapayım dedim. bu haftaya yetişsin diye alelacele ip aldım, hemen ördüm.
 ipi alize moher ebruli, turuncu ana rengi. çok güzel renk geçişleri olan bir ip. yapılışı ise 12 zincir çektim, yuvarlak yaptım 12 dolgu yaptım, 12 dolgu yanına 4 zincir ile alan oluşturup 12 dolgu yaptım, dolguları hiç bir yerden tutturmayınca özgür özgür kıvrılıyorlar. yaklaşık 40 tane dilim olunca bitirdim ve yeni bir tane daha böyle şerit yaptım. dört şeridi yan yana 10 dilim üzerinden tutturdum. uçları serbest, sadece boyun kısmında tutuluyor. ayrıca tutturma yerlerini faklı uzunluklarda yaptım böylece serbest uçlar farklı boylarda oldu. umarım arkadaşım beğenir ve zevkle kullanır. konu mankeni ise bizim böcük.


25 Kasım 2014 Salı

2014 güz okuma şenliği 2. ay raporu

bu ay dört kitapla katılıyorum şenliğe, kimisini sevdim kimisini sevmedim. bazılarını okurken araya kolay okunan sabun köpüğü kitaplar aldım. kimisi çok derin izler bıraktı. bunları zaten buralarda yazıp çiziyorum.

bu ay okuduklarım:

3. Kategori (10 puan): Bir deneme veya inceleme veya gezi kitabı: 
bazıları siyah sever - barbaros altuğ - nar kitap, 286 sayfa

17. Kategori (10 puan): Bir aşk romanı: 
zamanın rengi aşktır - iris johansen - martı yayınları - 240 sayfa

2. Kategori (10 puan): Sadece tek bir kitabını okuduğunuz ve sevdiğiniz bir yazardan bir kitap: 
gördüğüne asla inanma - mario mazzanti - sonsuz kitap, 448 sayfa

20. Kategori (Her bir kitap 10 puan, tüm kitaplar okunursa ekstradan 20 puan, toplam 50 puan): Aynı yazardan 3 kitap ama dikkat! Aynı seriye ait kitaplar kapsam dışı. Aynı yazarın üç farklı serisinden birer kitap olur tabii.  
ışık bahçeleri - amin maalouf - yky, 238 sayfa

okumaya devam ettiğim amin maalouf'un doğu'nun limanları, bugün yarın biter.

2. ay toplamı 4 kitap  + 1212 sayfa =40+12=52 puan

şenlik toplam puanım ise 39+52= 91 puan

yine az ama en azından biraz kitap okumamı sağlıyor.

sevgiyle ve kitapla :)

18 Kasım 2014 Salı

ışık bahçeleri-amin maalouf

sasani imparatorluğu döneminde hıristiyanlığın daha sadece nasıralı'nın dini diye anıldığı dönemde mani ve onun öğretisi çerçevesinde ortadoğu'ya değişik bir bakış tutuyor yazar. geçmişten günümüze dinlerin pagan yönleri ve dinlere bakış açımızın hayatımızı nasıl etkilediğini sürükleyici ve yazarın genel tarzından sapmadan anlatan ve okunması gereken kitaplardan birisi. pek çok yerinde derin düşüncelere dalarak okudum. hatta bazen zihnimi dinlendirmek için arada sabun köpüğü kitaplardan okudum. insanların bağnazlıkları ve diğer inanışlara hoşgörüsüzlükleri ve aslında saygı göstermenin nasıl olacağı veya olabileceği hakkındaki bakış açımı keskinleştiren bir kitap oldu. okunmasını tavsiye ederim.

ışık bahçeleri- amin maalouf- yapı kredi yayınları-238 sayfa

sevgiyle ve kitapla:)

17 Kasım 2014 Pazartesi

unutmadan yazmam lazım,

Çok cici konuşuyor bortucugum.
Çamaşır katlamaya yardım eden börtüye ne yapıyorsun diye sorduğumda Ebet takladim.

Benim adım ne kuzucugum sorusunun cevabı anne, dedenin adı ne sorusunun cevabı baba.

Babanın aski kim? Aba.

Bu arada kardeş kavgalarında sınır yok. Her gün ayrı bir şey için kıyamet kopuyor. Yumruklu saç yolmali kavgalar çıkıyor. Bakalım buna nasıl son vereceğiz.

6 Kasım 2014 Perşembe

unutmadan yazmam lazım

börtücük konuşmayı artırdıkça yeni kelimeler katıyor hayatımıza, eh çok tatlı konuşuyor(bence tabi) :)

bitti var: bitmedi

ben utute gitcem: (ablaya özenip) ben etüte gitcem

paka dit: parka gidelim

he yerine ebet: evet

aç ciddim: ağaç çizdim

aggt tüküdü: tükürdü

burdu: abla bana vurdu

23 Ekim 2014 Perşembe

2014 güz okuma şenliği 1. ay

 dönem başlayıp işler yoğunlaşınca kitap okuma hızımda gözle görülür bir düşüş oldu. bir ayda sadece 3 kitabı bitirebildim. iki kitap ise elimde okumaya devam ediyorum.

okuyup bitirdiğim kitaplar,

2014 yılında çıkmış bir kitap: guguk kuşu-robert galbraith-pegasus yayınları-543 sayfa
artık aramızda olmayan bir yazarın kitabı: beyaz diş-jack london-sonsuz kitap-255 sayfa
türk yazardan hikaye kitabı: bütün hikayeleri 7-ömer seyfettin-üç harf yayınları-132 sayfa

okumaya devam ettiklerim ise amin maalouf-ışık bahçeleri ve barbaros altuğ-bazıları siyah sever
her ikisinde de bayağı ilerledim, bu hafta içinde bitireceğimi umuyorum.

bu ay toplam puanım 30+9=39

sevgiyle ve kitapla :)

18 Ekim 2014 Cumartesi

elti eltiye küstü

model adıymış bu, her duyduğumda gülerdim elti eltiye küstü diye. geçen sene annemin çekmecelerini karıştırırken küçüçük bir parça dantel geçti elime, annem bu işte elti eltiye küstü dedi. ben güldüm tabi yine ama bununla ne yaparım diye düşünmekten de geri kalmadım. sonra ebruli alize moher ipler gördüm. dayanamadım kendime bir tane fular ördüm. çok harika oldu.rengarenk ve her modelde renk geçişleriyle zevkle kullanmaya başladım.


ben bu fularımla hava atarken görümcelerim gördü ve çok beğendiler. bende geçen sene için onlara da öreyim diye ip aldım. ama iki tane olunca ve sadece gittiğim bir kaç yerde örünce bitmek bilmedi, nihayet ütüleyip resmini çekebildim. 


mavili olan küçük görümcemin, siyahlı olan büyük görümcemin, en renkli olan tabi ki benim :)

elti eltiye küstü nasıl anlatılır bilmiyorum. yarımları, dönüşleri bol bir model elde örnek olmayınca,  hep bakıp saymayınca zor bence. 

neredeyse bir yıldır hiç el işi paylaşmadım, çünkü garip bir şekilde elimde bir dünya yarım iş var, hiçbirisi tam bitmiyor. sürünüyor. ama yakında kızıma kazak, yatak örtüsü, kendime hırka gibi değişik örnekler paylaşacağım :)

sevgiyle :)



14 Ekim 2014 Salı

beyaz diş-jack london

2014 güz okuma şenliği için okuduğum ikinci kitap aramızda olmayan yazar kategorisi için jack london'ın bir kurt köpeğinin hikayesini anlattığı beyaz diş oldu.

güvenli mağarasından bir ışık duvarının içine çıkıp vahşi yaşam koşullarıyla her şekilde hayata tutunmayı başaran ve en sonunda sevgiyi keşfeden olağanüstü dirençli bir kurt köpeğinin hikayesi. satır araları ise bana insanoğlunun doğa içindeki gelişimini anlattı. ayrıca bilinmeyene duyulan korkuyu, şiddetin doğurduğu vahşeti, öğrendikçe gelişen güveni, ceza ve sevginin doğurduğu sonuçları vs. vs.

 kurt köpeği beyaz dişin gözünden dünya, kızılderililer, beyaz insanlar, adalet ve vahşet ve sadakat son derece akıcı bir dille anlatılmış. görkemli yapılara ve onu yapan ellere duyulan hayranlık, insanlığın gelişimini simgeleyen beyaz diş.

kitapta aklımda kalan cümleler:

dışardaki geniş dünya hakkında hiç bir bilgisi olmadığından, içinde bulunduğu sınırların darlığından asla şikayet etmedi.

okuduğum baskı:

sonsuz kitap, 100 temel eser serisi, 255 sayfa
okunması: şart

sevgiyle ve kitapla:)

29 Eylül 2014 Pazartesi

baba-mario puzo

muhteşem bir kitap ve tabi ki film. başarısı mario puzo'nun olağanüstü anlatımından kaynaklanıyormuş meğerse. ama birbirini bu kadar iyi tamamlayan kitap-uyarlama filme denk gelmedim ben henüz. kitabı okurken aklımda sürekli filmin müziği döndü durdu.

genellikle kitapların sinema uyarlamalarını beğenmem. kitabı dolu filmi hep eksik gelir. bu sefer ise kitabın tam anlatımı olmuş film dedim. ama filmin bu kadar başarılı olmasında mario puzo'nun betimlemelerinin gücü de önemli role sahipmiş.böylesine kuvvetli bir anlatım, çok iyi bir kitap, kitabı okudukça sahneler birebir canlandı gözümün önünde.

baba filmini izleyin (hala izlemediyseniz!)-kitabını okuyun hangi sıra olduğu önemsiz. birebir aynı çünkü.

daha önce okumadığım bir yazardı mario puzo. yaz şenliği için okumuştum. şimdi ise sicilyalı kitabını sadece bir kitabını okuyup sevdiğiniz bir yazar kategorisi için okuyacağım. babadan daha iyi bir kitap olduğu söyleniyor, bakalım hangisi daha iyi.

sevgiyle ve kitapla :)

26 Eylül 2014 Cuma

güz okuma şenliği

aslında listemi yayınlamayacaktım, okuyamayınca üzülüyorum çünkü ama bloglarda görünce dayanamadım. hepsini okuyamam, şimdiden affedin beni. okuyabildiğim kadar çok okuyacağım söz

1. Kategori (10 puan): İsminde sonbahar mevsimini çağrıştıran bir kelime geçen veya olayların güzün geçtiği bir kitap. 
selanik'te sonbahar - tuna kiremitçi

2. Kategori (10 puan): Sadece tek bir kitabını okuduğunuz ve sevdiğiniz bir yazardan bir kitap.
sicilyalı - mario puzo

3. Kategori (10 puan): Bir deneme veya inceleme veya gezi kitabı.
bazıları siyah sever - barbaros altuğ

4. Kategori (10 puan): Adında bir meslek geçen bir kitap.
fırtınanın habercisi - maksim gorki

5. Kategori (10 puan): Nobel ödüllü bir yazardan bir kitap.
miramar - necip mafhuz

6. Kategori (10 puan): İngiliz edebiyatından bir kitap.
aşk ve gurur - jane austen

7. Kategori (10 puan): Türk bir yazardan bir öykü kitabı.
bütün hikayeleri - ömer seyfettin (10 kitaplık takım, bir kaç tanesini okurum)

8. Kategori (10 puan): Fantastik kurgu/bilim kurgu/distopya/steampunk vb. türde bir kitap.
cesur yeni dünya - aldous huxley

9. Kategori (10 puan): Yasaklanmış bir kitap
hayvan çiftliği - george orwell (ingiltere'de yasaklanmış)

10. Kategori (10 puan): Beyaz perdeye aktarılmış bir kitap.
amistad, siyah öfke - david pesci

11. Kategori (10 puan): Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk hakkında bir kitap.
bozkurt - h.c. amstrong

12. Kategori (10 puan): 12. Hayatının herhangi bir döneminde öğretmenlik yapmış bir yazardan bir kitap.
içimizdeki şeytan - sabahattin ali

13. Kategori (10 puan): Türkiye'de herhangi bir edebiyat ödülü kazanmış bir kitap. 
akışı olmayan sular - pınar kür 

14. Kategori (10 puan): 700 sayfadan uzun bir kitap.
suç ve ceza - dostoyevski (iki cilt olması sorun olmaz umarım)

15. Kategori (10 puan):Artık aramızda olmayan bir yazardan bir kitap.
beyaz diş - jack london

16. Kategori (10 puan): Polisiye/gerilim/korku vb. türde bir kitap.
gördüğüne asla inanma - mario mazantti

17. Kategori (10 puan): Bir aşk romanı.
bir gün - david nicholls

18. Kategori (10 puan): 2014 yılında çıkmış bir kitap (Yabancı kitaplar için Türkiye’de ilk baskısını 2014’te yapması da kabulümüzdür).
guguk kuşu - robert galbraith

19. Kategori (Her kitap 10 puan, 2 kitabı da okuyana ekstradan 20 puan, toplam 40 puan): İsminde bir şehir/ülke adı geçen bir kitap ve buna ek olarak o şehrin yer aldığı ülke edebiyatından bir kitap. 
kavalalı ailesi - zeynep emeç
kızıla boyalı saçlar - kostas mourselas

20. Kategori (Her bir kitap 10 puan, tüm kitaplar okunursa ekstradan 20 puan, toplam 50 puan): Aynı yazardan 3 kitap ama dikkat! Aynı seriye ait kitaplar kapsam dışı. Aynı yazarın üç farklı serisinden birer kitap olur tabii.  
doğu'nun limanları, tainos kayası, ışık bahçeleri - amin maalouf

21. Kategori (Her bir kitap 10 puan, tüm kitaplar okunursa ekstradan 20 puan, toplamda 60 puan): Şimdiye kadar hiç kitabını okumadığınız dört yazardan birer kitap. Yazarların ikisi Türk, ikisi yabancı, ikisi kadın, ikisi erkek olmalı.
iki dirhem bir çekirdek - iskender pala
eski bahçe eski sevgi - tezer özlü
sadako - eleanor coerr
ve dağlar yankılandı - khaled hasseini

22. Kategori (Her bir kitap 10 puan, tüm kitaplar okunursa ekstradan 40 puan, toplamda 70 puan): İsminde aynı kelimenin geçtiği üç kitap.
buz gibi soğuk - tess gerritsen
çocukluğun soğuk geceleri - tezer özlü
geçmişin soğuk izleri - sally spedding

17 yeni kitap almam gerekiyor 13 tanesi elimde mevcut, sanırım ancak bu 13 taneyi okurum, hadi hayırlısı, en azından diğerlerini de okuma listeme aldım.

sevgiyle ve kitapla :)


başkan seçimi

dün bizim böcüğün sınıfında başkan seçimi yarışı başlamış. iki turlu seçim yapıyorlar. birinci turda böcükte aday olmuş, şöyle bir muhabbet geçti aramızda

+ aday oldum, 2 oy aldım. f.b. ile a. oy verdi bana
- sen kime verdin?
+ adaylar oy kullanmadı. yarın s., ö., a. ve e.g. arasından birini seçiçez en yüksek oyu onlar aldı. bugün ikna kağıdı yazacaklar.
- sen kime vereceksin oyunu?
+ s.ye
- neden?
+ çünkü o çok kibar ve çalışkan
- diğerlerine neden vermiyorsun?
+ a. çok kaba birisi
   e.g. sınıfa gelen ziyaretçilere kötü davranıyor
   ö. öğretmen onu geçici başkan yaptığında görevini yapmadı, yaramazları tahtaya yazmadı.

2. sınıfa giden kızım kime neden oy vereceğini ve neden oy vermeyeceğini mantıklı cümlelerle açıklayabiliyor. dedesi hayran kaldı akşam açıklamalarına bizim köyde insanlara sorsan şöyle açıklama yapamaz diye. bunun üzerine daha da bir şey demek istemiyorum.

sevgiyle ve huzurla :)

24 Eylül 2014 Çarşamba

okuma şenliği 3. ay raporu

ve bir okuma şenliğinin daha sonuna geldik sayın seyirciler :)

ilk iki ayda toplam 10 kitap okudum bu ay ise 6 kitap daha ekleyebildim. yani şenlik hedefinin yarısını bile tutturamadım :D. ama olsun amaç kitap okumak, yarışmıyoruz sonuçta.

29. kategori için:
daha önce hiç okumadığım türk kadın yazar kategorisi için ölünce üşürüm ben kitabını okumuştum.

hiç okumadığım yabancı kadın yazar: sarah jio-böğürtlen kışı, arkadya yayınları 360 sayfa
hiç okumadım türk erkek yazar : emrah serbes-deliduman, iletişim yayınları 350 sayfa
hiç okumadığım yabancı erkek yazar: mario puzo-baba, e yayınları 480 sayfa

kategori numarasını unuttum

daha önce bir kitabını okuyup sevdiğiniz bir yazar: murat menteş-dublorün dilemması, iletişim yayınları 236 sayfa

yazla ilgili kitap: kürşat başar-yaz, everest yayınları 328 sayfa

daha önce okuyup beğendiğiniz bir kitap: amin maalouf- semerkant, yapı kredi yayınları 318 sayfa

toplamda bu ay 6 kitap ve 2072 sayfa okumuşum,
şenlik boyunca ise 16 kitap ve 4065 sayfa okumuşum.

şenlik için toplam puanım
16 kitap : 160
4065 sayfa: 40
29. kategoriyi tamamladığım için: 30
ve toplamda 230 puan toplayabilmişim. umarım diğer şenliklerde daha daha daha çok okurum.

kitapla ve sevgiyle:)


okuma şenliği kapsamında okuduğum ama çok sevmediğim kitaplar

bu yazıyı çok beğenmediğim kitaplar için yazıyorum.

ilk olarak kişisel gelişim kitabı, ben ne anlatıyorum bilinçaltım ne anlıyor; kişisel gelişim kitaplarını zaten çok sevmem hele kendi reklamını yapan, önerileri doğru düzgün vermeyip hikayeler sıralayanından nefret ederim. bu kitap kitapyurdundan bir alışveriş sırasında hediye olarak gelmişti, çok beğenmedim ama okudum. tavsiye etmem okumanızı. zaten bir kaç kurs alan kendini danışman zannediyor bu esnada işleri karıştırıyor. sanırım bu da öyle bir kitap.

ikincisi ise ölünce üşürüm ben; sarkı sözleri ve şiirleri değiştirip koymuş gibi, esinlenmesi çok fazla. bir de okurken şiirleri yazar olan kişi değil de oğlu filan yazmış ama sonra bir şey olmuş ve yayınlayamamış da annesi yayınlamış gibi hissettim. romantik sözlere meraklı olanlar okuyabilir.

üçüncü kitap aslında klasik; o'henry'nin son yaprak kitabı. ama tavuk suyuna çorba hikayelerini bu kitap başlatmış sanırım.

dördüncüsü ise böğürtlen kışı; kış boyu herkes okudu ben de yazın okuyayım bari dedim ama hiç sevmedim, hemen okunan, edebi değeri olmayan, hatta kolay okunsun diye satır aralıkları geniş tutulmuş dolayısıyla hızla biten bir kitap.

sevgiyle ve kitapla ama iyi kitaplarla :)

1 Eylül 2014 Pazartesi

ve tatil biter,

bugün 1 eylül, 2. dünya savaşının bitişinin yıl dönümü ve dünya barış günü. çevremdeki kavgalara bakınca barış gününün adı var kendi yok diyorum. bakmıyorum artık çevremdeki kavgalara, önemsemiyorum onları bunları şunları. akıl sağlığımı koruyorum böylece.

artık haber izlemiyorum, yorum köşe yazısı okumuyorum.  dolayısıyla yazın bittiğini söyleyen takvime inat mutluyum.

kitap okuyorum bol bol. çocuklarla oynuyorum. örgü örüyorum. belki yeniden yap-boz yapmaya bile başlarım. mutluyum.

yeni iş yılı başlıyor 1 eylül 2014 pazartesi itibariyle. yeni kararlar, çalışmalara hız verme, zayıflamak için istikrar vs vs.

1 eylül dönüm noktası vs vs.

sevgiyle:)

21 Ağustos 2014 Perşembe

2014 yaz okuma şenliği 2. ay raporu

geçen ay 59 puan toplamıştım. bu ay yine aynı puandayım sayfa sayısından bir puan arttırmısım. demek ki beş kitaptan fazlasını okuyamıyorum.

ilk okuduğum kitap kişisel gelişim kategorisi için: ben ne anlatıyorum bilinçaltım ne anlıyor-sezaver seçki. ray yayıncılık-192 sayfa
ikinci okuduğum kitabı hangi kategoriye sokacağımı şimdilik bilmiyorum. hiç okumadığım bir kadın yazarın kitabı da olabilir, 2010 yılından sonra yazmaya başlayan bir yazarın kitabı da: ölünce üşürüm ben- müzeyyen yıldırım. sone yayınları-104 sayfa
üçüncü okuduğum kitap yine kategorisiz. nobel ödüllü bir yazarın kitabı da olabilir, savaşla ilgili bir kitapta: silahlara veda-ernest hemingway. iskele yayınları-288 sayfa 
dördüncü okuduğum kitap biyografi: Atatürk-dahi generalden liderlik üzerine dersler. austin bay-pegasus yayınları-256 sayfa
beşinci okuduğum kitap ise ödüllü bir hikaye kitabı: kumrunun gördüğü. ahmet büke- can yayınları 194 sayfa, kitap 2011 yılı sait faik hikaye armağanı almış.

bu ay yine 5 kitap okudum, toplam sayfa sayısı: 1034
toplam puan: 60

sevgiyle ve kitapla :)


28 Temmuz 2014 Pazartesi

iyi bayramlar

bu bayram karmaşık duygular içindeyim, bir yandan mutlu neşeli diğer yandan hüzünlü. bi polar bozukluk resmen. mutluyum çünkü bayramları seviyorum, eğlenceli yemekler seviyorum. hüzünlüyüm çünkü kendi sevdiğim insanlarla değil sevgilinin sevdikleriyle vakit geçirmek zorundayım.hüzünlüyüm çünkü sevgili ben çocuklara ne dersem tersini yapıyor. neyse geçecek bu günler geçecek

hüzünlü olmamın bir diğer nedeni ise arife gününden bir gün önce bir akrabamızı kaybetmiş olmamız. ayrıca cenaze için gittiğimizde kuzenlerimi eskiden düğünlerde görürken artık cenazelerde gördüğümü fark etmiş olmam. üstelikte bazılarını göreli yıllar olmuş, en son 2.5 sene önce dayımın cenazesinde beraber ağlamıştık mesela.

işte böyle bayram mutluluğu ve bayram hüznü :)



25 Temmuz 2014 Cuma

kaiken-jean-christophe grange

en sevdiğim polisiye gerilim yazarının nihayet okuyabildiğim yeni (!) kitabı. her zamanki gibi çok iyi. üç kadın karakter, çılgın polisler, daha da çılgın katiller. işkencede sınır tanımayanlar ve arkadaşlarla ilgilenmek ya da ilgilenmemek. konular yine çok ustalıkla birbirine geçirilmiş ve hiç sıkılmadan okunan su gibi akan bir kitap kaiken. ayrıca japon ve fransız kültürü arasındaki farklılıklar kitapta yer bulabilmiş kendisine. zevkle okudun yine ancak belirtmeliyim ki yazarın şeytan yemini ve siyah kan kitapları hala favorim.

kitabı 2014 okuma şenliği polisiye kategorisi için okudum. doğan kitaptan çıkmış ve 383 sayfa.

sevgiyle ve kitapla:)

21 Temmuz 2014 Pazartesi

2014 yaz okuma şenliği 1. ay raporu

bu ay evde olunca kitap okumaya daha çok vakit ayırabildim. pinuccia'nın yaz okuma şenliği için okuduğum kitap listesi işte:

19. kategori: halen üretken bir yazarın kitabı : susanna tamaro-ulu ağaç-pegasus yayınları-119 sayfa
18. kategori: bir tiyatro oyunu: amin maalouf- uazaktan aşk-yapı kredi yayınları-76 sayfa
20. kategori: polisiye: jean-christophe grange-kaiken-doğan kitap-383 sayfa
3. kategori: şiir kitabı: ataol behramoğlu-yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var-adam yayınları-189 sayfa
9. kategori: yabancı bir yazarın hikaye kitabı: o. henry-son yaprak-boyut yayıncılık-192 sayfa

yani bu ay 5 kitap ve toplam 959 sayfa okumuşum. eh fena değil benim için.

sevgiyle ve kitapla :)

19 Temmuz 2014 Cumartesi

yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var-ataol behramoğlu

pinuccia 2014 yaz okuma şenliğinde şiir kitabı okuyalım demiş seve seve dedim bende. çok severim şiir okumayı. zaman zaman sayfaları karıştırıp sevdiklerimi hatırlamayı, bazen de dikkatimden kaçmış güzel bir şiiri yaniden keşfetmeyi.

yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var kitabı ataol behramoğlu'nun toplu şiirler serisinin 2. kitabı. her okuduğumda bir kaç sayfanın daha köşesi kıvrılıyor elime aldıkça okunmak için.

bu sefer en sevdiğim ise nicedir özlemişim oldu.

nicedir özlemişim
bu rüzgarı
hani doğu'da eser
bahar akşamları

nicedir özlemişim
bir elma ağacının
dibine oturmayı

nicedir özlemişim
şoseleri, dağları

nicedir özlemişim
bir dosta sarılıp
ağlamayı

sevgiyle ve şiirle :)

17 Temmuz 2014 Perşembe

uzaktan aşk-amin maalouf

amin maalouf çok sevdiğim, okumaktan zevk aldığım yazarların başında gelir. geçen sene külliyatını aldım ancak yavaş yavaş okuyorum. bazı kitaplarını çok çok sevdim, bazılarının benim için okunması sıkıcı olduğu için zordu.

uzaktan aşk bir liberetto, liberetto neymiş diyenlere operalar için yazılmış tiyatro oyunu imiş. bu kitabı da pinuccia'nın 2014 yaz okuma şenliğinde 18. kategori: bir tiyatro oyunu için okudum. ve roman okumayı daha çok sevdiğimi anladım. tiyatro oyunlarını izlemek daha zevkli. hayalimde dekoru canlandırmayı başaramadım ve vurucu cümleleri pek çok olsa da okurken sıkıldım.

uzaktan aşk yapı kredi yayınlarından çıkmış, 76 sayfa, bir prensin gezginin anlattığı hayali bir kadına aşkını ve bu aşk uğruna çıktığı yolculukta ölümünü anlatıyor. aslında bizlerinde çevremizde var olanlarla yetinmeyip uzakta olana ya da ulaşamayacağımıza duyduğumuz özlem ve buna ulaşmak uğruna ömrümüzü harcadığımız gerçeğini kısacık bir öykü ile öylesine güzel anlatmış ki yazar bu roman olsaydı ben çok beğenirdim. ancak tiyatro oyunlarını izlemek çok daha eğlenceli.
sevgiyle ve kitapla:)


16 Temmuz 2014 Çarşamba

börtü sözlüğü

bizim küçük börtücük yarım yamalak konuşmaya başladı, eh bende unutmayım dedim sözcüklerini

bisi bisik: bisiklet

gondon: dondurma

gıkk: yumurta (tavukların çıkardığı sese ithafen)

kııı: kırıldı

kay: kaydım

tüttü: düştü

düt: süt

bu: su

mu: bu (giymek istediğini göstermek için kullanıyor)


12 Temmuz 2014 Cumartesi

ulu ağaç-susanna tamaro

epeydir kütüphanemde bekleyen bir kitaptı ulu ağaç. pinuccia'nın 2014 yaz okuma şenliği kapsamında okuyayım bari dedim. iyi ki de okumuşum, sevdiğim bir uzun öykü oldu doğrusu. susanna tamaro zaten sevdiğim bir yazardı. ulu ağaç ise uzun bir öykü, bir köknar üzerinden dünya'nın baş döndüren değişimi anlatılmış. pek tabi ki insanların kıskançlık-çekememezlik duyguları ağaçlarla yansıtılmış. ayrıca insanlara bir mucize istiyorlarsa bunun için herşeyi göze alıp yapmaları gereken konusunda cesur olmaları gerektiği bir sincap ile öykülenmiş. bu noktada kitabı çok başarılı buldum doğrusu, özellikle 4-5. sınıf çocuklarına okutulabilecek bir öykü kitabı olduğunu düşündüm.

ulu ağaç pegasus yayınlarından çıkmış ve 119 sayfa. benimde yaz okuma şenliğinde halen üretken bir yazar kategorisine okuduğum bir kitap oldu.10 puan cepte :)

sevgiyle ve kitapla :)

11 Temmuz 2014 Cuma

ruhi mücerret-murat menteş

april yayınlarından çıkmış 318 sayfalık bu kitap çok eğlenceli, hareketli ve reklam dolu :)

çok beğenerek okudum. daha önce murat menteş'in hiç bir kitabını okumamıştım. ve kitaba bayıldım. son derce sürükleyici, bağlantıları öğrenince müthiş bir şaşkınlık vs.

ruhi mücerretin mezar taşı yazıları ve civan kazanovanın yeni (!) keşifleri ayrı birer eğlence. kitabın kapağındaki yanar dönerli resim bakış açısının önemini vurguluyor. kitap kapağı tv şeklinde tasarlanmış, zaten kitabı okurken komada olan bir hastanın karşısında tv açık ve hastanın kulağına gelen kelimelerin zihninde oluşturduğu görüntüler anlatılıyormuş gibiydi hep.

kitapta en sevdiğim cümle: dünyada cennet inşa edersen ölümle cennete yatay geçiş yaparsın

hatırlananlar yaşananlarla örtüşmez, anlatılanlar hatırlananlarla

okuyunuz okutturunuz, çok güzel bir kitap efendim.


10 Temmuz 2014 Perşembe

latife hanım-ipek çalışlar

pinuccia'nın düzenlediği kış okuma şenliği kapsamında okumaya karar vermiştim bu kitabı. ancak bitirebildim, çok hızlıyım maşallah :).


ipek çalışlar'ın yazı dilini sevmedim pek, çok geri dönüşler var ve biyografi okurken bu dönüşler konudan uzaklaşmama neden oldu doğrusu. latife hanım'ın hayat öyküsü ise oldukça ilginçmiş. tanımadığımız biri hakkında biraz olsun birşeyler öğrenmek iyi geldi ve üstelik dönem tarihini anlamak ve tabi ki yanlışları görmek açısından önemli bir bilgi kaynağı olmuş bu biyografi. bence herkes okumalı.

latife hanım doğan kitap'tan 2006 yılında çıkmış ve ekleri ve fotograflarıyla birlikte toplam 520 sayfa. oldukça fazla belge okunarak yazılmış olan bu kitapta çok ilginç detaylar ve doğru bildiğimiz yanlışların açıklaması var. ayrıca ekleri ile en azından benim bilmediğim pek çok şeyi öğrenme fırsatım oldu.

sevgiyle ve kitapla :)

hamiş: bu seneki yaz şenliğine sessiz katılımcı olmaya karar verdim, bu tembellikle utanıyorum sonra çünkü :)                         

8 Temmuz 2014 Salı

üzülmekten başka şey gelmezken elden,

ramazan başlarken izne ayrıldım, bir ay bakıcımız yok çocuklara bakma işi bana kaldı. gerçi mutluyum ben evde olmaktan, çocuklarla ilgilenmekten. özlemişim evi. fırsat bulamadığım için yapamadığım pek çok yarım işe vakit ayırabiliyorum. aylardır elimde sürünen kitapları okudum bitirdim mesela, yemek yapıyorum canımın istediği gibi. evi topluyorum düzenliyorum temizliyorum kah oturup kah kalkarak.

hoş olmayan bir kaç ayrıntı da var, mesela kulak zarı enfeksiyonu geçirdim bu bir haftada. ilk kez kulak enfeksiyonu geçirdiğim için neye uğradığımı şaşırdım. kulağım başım her yerim ağrıdı, sürekli baş dönmesi, kulaklarımda uğultu, sesleri duymama ya da bazen gereğinden fazla duyma (özellikle tiz sesler). konuşurken gaipten sesler duyuyordum sanki. küçük börtücükte kulak enfeksiyonu geçirdi, havuza denize gitmedik nerden geldi bu enfeksiyonlar bilmem.

bu arada küçük kızım 17. dişini çıkardı, böylece ikinci azıları çıkarmaya başlamış oldu. büyük kızımın ise üstten 2. dişi de düştü, beş gedikle devam ediyor hayatına.

diğer taraftan bir iş arkadaşım emboli nedeniyle hayatını kaybetti gencecik yaşında. hayat boş, dünya telaşı boş, çocuklar ve aile ile geçirilecek vakit herşeyden kıymetli. tabi ki işleri ihmal etmemek lazım ama bişeyler olmadı ya da geç oldu diye dünyanın sonu gelmiyor, kıymetli olanı unutmadan çalışmak lazım. bir de cennetini insan yanında götürür yaptığı iyiliklerle bunu hep hatırlamak lazım (kendime ders).

sevgiyle:)



25 Haziran 2014 Çarşamba

yedi

tam yedi sene önce bugün katıldı mini mini tosuncuğum aramıza, ağlamasıyla hastaneyi inleten tatlı mı tatlı şeker mi şeker kızım, şimdilerde sanki seninle zor anlaşıyor olsakta seni sevmemin önüne geçemeyecek hiç bir sorun.

4010 gramlık minik tosunum şimdi yedi yaşında okuyup yazabilen, benimle çekişen, kardeşine bazen iyi bazen .... davranan ama güzel mi güzel bir kız oldu.

bazen korkuyorum gelecekten, onu koruyamamaktan, başına kötü bir şey gelmesinden,
bazen diyorum o çok güçlü, eh belki çok badire atlatmadı (çok şükür), eh el bebe gül bebe hala ama güçlü, başına gelenlere ve gelebileceklere karşı ayakta durmasıyla, durabilecek olmasıyla mutlu ediyor beni,

iyi ki doğdun güzel kızım, iyi ki aramızdasın, seni çok çok çok seviyorum.

21 Haziran 2014 Cumartesi

aşk-ı memnu

yıllar önce kitabını okumuştum ama hatırlamıyordum. dizisi yayınlandığında ise doktoranın en civcivli zamanlarıydı ve ben tv izlemeyi bırakın duş alacak vakti zor buluyordum.

hala vakit bulamıyormuşum, yukarıdaki cümleyi yazalı sanırım 4-5 gün geçti ancak fırsat buldum konuya dönmeye :)

evet nerde kalmışım, aşkı memnuyu izlemeye vakit bulamadığımda. 2 yıl boyunca annem izlerken odaya girdiysem gördüm dizisini, gereksiz uzunluğu nedeniyle neyse benim işim var zaten dedim hep. son bölümünün yayınlandığı 24 haziran günü doktora savunma sınavım vardı ve ben günler-yıllar sonra hiç bir şey yapmadan tv izleyeceğim dedim. oturdum aşkı memnu'nun son bölümünü izledim, ekşi sözlük eşliğinde. çok uzundu,i bihterin kıyafetleri çok güzeldi, kıvanç çok yakışıklıydı derken bihter intihar etti ve beni o zaman üzmüş olan o cümleyi sarf etti, nihal bir nefeste soluverecek çiçek, peki bihter?

bu tarihten yaklaşık 2 yıl sonra küçük börtü doğduğunda evde oturuken gündüz kuşağında tekrar izledim diziyi, bihter ve tabi ki firdevs hanımın kıyafetlerine bayıldım, çetin özder mi,ydi neydi o adamın 132 parça zenginlik seti karşısında ağzım açık kaldı. ama ençok merak ettiğim kitapla ne kadar bağlantı kaldığı idi. çünkü okuduğumla çok alaka kuramamıştım ozaman için.

gel zaman git zaman diziyi izlememin üzerinden yaklaşık 2 yıl geçti ve pinuccianın geçen kış yaptığı okuma şenliğinde bir türk klasiği olarak aşkı memnuyu okumaya karar verdim. verdim vermesine ama hayat siz planlar yaparken başınız gelenlerdir diye boşuna dememişler kitabı bitirmek ta bu zamanı buldu. şimdi kitapla ve diziyle bağlantısıyla ilgili yorumumdur efendim:

arkadaşımdan aldığım epey eski bir baskı idi dolayısıyla bazı yerlerde okurken zorlandım (türkün türkçe ile imtihanı, dilimiz ne çok değişmiş :( ). kitapta nihal ve onun hezeyanları çok ön planda. diğer taraftan bihter ve behlül aşkı bu kadar uzatılmıyor. behlül ise kitapta çok daha ımmm nasıl desem pislik bir karakter. adnan bey kitapta daha saf. bülent daha küçük, firdevs hanım her yerde şirret. hizmetçiler nihali korumayı düşünmüyor, madamolisse deniz daha sert falan filan. ama yine aklımda kalan nihal bir nefeste soluverecek çiçek cümlesi oldu. bihterin intiharına ise her zaman çok üzüldüm. behlül kaçtı gitti olan güzelim kıza oldu. bu arada kitap dönemin süs ve sefa düşkünlüğünü çok iyi anlatmış bence. zaten bizim adam olmama nedenimiz galiba bu sefa, süs, gösteriş düşkünlüğü.

sevdim ben bu kitabı ve kesinlikle mutlaka okunması gereken bir kitap. dizi ise gerçek ruhunu korumuş ve iyi bir uyarlama olmuş meğerse.

sevgiyel ve kitapla :)

13 Haziran 2014 Cuma

damla çikolatalı-nişastalı kurabiye

bugün karne günü, çocuklar karne aldı ben de kızımla beraber 1. sınıfı bitirmenin mutluluğunu yaşıyorum.
dün komşularımla karar verdik bugün hem çocukların karnelerini kutlamak hem de yazın inşallah gelişiyle kamelya mevsimini açmak için. biraz nevale hazırlayıp inelim aşağıya dedik, ben bu kurabiyeleri yaptım. beğenilir umarım.

nişastalı kurabiye
malzeme:
2 yumurta
7 ç. kaş. toz şeker
1 çay brd. süt
250 gr tereyeğ
aldığı kadar un-nişasta
nişasta ile unu eşit olarak koyuyorum, 2 brd. nişasta 2 brd. un yetiyor genelde ancak bunu yumurtaların büyüklüğü etkilediği için unun tamamını değil azar azar hamur olana kadar koymakta fayda var.

malzemelerin hepsi ile kurabiye yapılır. damla çikolata ile süslenir. 180 derecede 25 dk pişirilir. işte bu kadar kolay.

afiyet olsun


12 Haziran 2014 Perşembe

gündeme yetişememek

bir garip ülke oldu türkiye, bir kaç saatte gündemin, konuşulanların tamamen değiştiği ve savaş kıyısında bir ülke, korkuyorum ülkemin geleceğinden, çocuklarıma nasıl bir gelecek sağlayacağımı bilememekten. gerçekten korkuyorum.

garip garip konuşan milletvekillerinden, ne dediğini bilmeyen  öngörüde bulunamayan yöneticilerden ve bunun gibi yaşadığımız pek çok sorundan bıktım artık.
tüm toplumumuzu etkileyecek sorunlar yumağının başımıza açtığı dertler ve bu arada yaşadığımız toplumsal kırılmalar ve sosyal çöküşler. en koyu karanlığı yaşadığımızı hissettiriyor.

düşüncelerimi toparlayamıyorum-korkuyorum

11 Haziran 2014 Çarşamba

0,1 ton

bu benim yaklaşık ağırlığım, biraz daha kilo alırsam morbid obez olacağım. belim çok çok ağrıyor, enerjim tamamen bitti ve bu sorunların tamamı kilo ve yeme düzeni bozukluğundan kaynaklanıyor.

son bir kaç haftadır ara ara yürümeye çalışıyordum, bu hafta ise arabayı evde bırakıp işe yürüyerek gelmeye başladım. insanlar sorduğunda ise hastalanma riskim olduğunu ve böyle devam edemeyeceğimi anlatıyorum, ev-okul arası yollar yapılıyor, bisiklet yolu yapılırsa bisiklet alacağım ve bisiklete binmeyi öğreneceğim. bu yaz için hedefim kilo vermek ve bunu gerçekten istiyorum, bisiklete binmeyi öğrenmek.

bisiklet meselesi: ben küçükken bisikletler pek pahalıydı ve babam bana bisiklet alamamıştı, birazda koruma içgüdüsüyle düşmesin diye. bende kimsenin bisikletine binip öğrenmeyi beceremedim. hala bilmiyorum sonuçta. şimdi ise en çok istediğim şey bisiklete binmeyi öğrenmek ve öğreneceğim. sonuçta yüzmeyi de bilmiyordum ama kursla öğrendim, bunu da öğrenirim. hem öğrenmeye çalışırken mecburi hareketten dolayı enerji tüketmiş de olurum. bir taşla iki kuş :)


5 Haziran 2014 Perşembe

mrs. dalloway-virginia woolf

kitap kardeşliği grubunda mayıs ayı için seçilen kitaptı mrs. dalloway. okuken hem çok keyif aldım, altını çizdiğim pek çok cümle oldu hem de bitmek bilmedi bir türlü, çok zorlandım. konudan konuya atlayış hızına yetişemedim, çoğu yerde kafam karıştı, hatta dönüp dönüp okudum. bu nedenle bana ağır geldi. okunmasını hem tavsiye ederim hem de etmem. ilginç psikolojik gelgitlerle dolu kitapları sevenler için iyi olabilir ancak, benim gibi annelik-iş-ev üçgeninde boğulmuş olanlar zihin yorgunluğu nedeniyle daha da bunalabilirler. 200 sayfalık bir kitap uzadı da uzadı. bir de tek blok halinde yazılmış olması beni çok zorladı.

sevgiyle ve kitapla:)

4 Haziran 2014 Çarşamba

hep aynı şeyler,

bir türlü gündelik normal yaşama dönemiyorum, güya çalışıyorum güya okuyorum ama hiç bir şeyde tat yok. derin bir depresyon hali ne olacak sonumuz? Allahım çocuklarını nasıl yetiştireceğim bu ülkede? akıl ve ruh sağlığımı nasıl koruyacağım? yardım çığlıkları içimde haykırıyor ama duyuramıyorum sesimi.

normal yaşama dönemiyorum, kitap okuyamıyorum, yemek yapamıyorum, çiçeklere bakmak gelmiyor içimden. eskiden ne çok severdim oysa okumayı yazmayı, çiçekleri ve hatta pastaları.

görünüşte çok mutlu ve sakin ve öyle ve böyle oysa içim kan ağlıyor her yeni haberle. çıkmak istiyorum bu kısır döngüden artık.

22 Mayıs 2014 Perşembe

13 mayısın ardından

yeni toplayabildim kendimi, kabuslar yeni bitmeye başladı. 10 koca gün sonra.

geçen hafta salı günü çok heyecanlıydık, çocukları bırakıp 3 günlük bir kongreye gidecektik sevgiliyle, hem iş hem tatil, 2009dan beri ilk kez başbaşa kalacaktık, çocuk ağlaması gürültüsü olmadan. heyecanlıydık. haberi duydukça, hakkında düşündükçe heyecanımız kayboldu, önce hüzün sonra öfke sonra tekrar hüzün ve tekrar öfke, birbirini takip eden kısır döngü hoşgeldin.

sabah yola çıktık, yol boyunca elimde telefon twitterdan, çeşitli kaynaklardan haberleri öğrenme çabası. otele yerleşme ve haberleri izleyip ağlama, sonra kongrede insanlara gülümsemeye çalışma, bir yandan 5 yıldan sonra ilk kez çocuk sesi olmadan sevgiliyle oturabilme, keyfi kalmasa da.

günlerdir her duyduğum haberde daha çok üzülüyor, daha çok öfkeleniyorum ama elimden hiç birşey gelmiyor. en acısı bu galiba elden gelen bişeyin olmaması, yanlış giden bir şeyleri değiştirememek. 

acı, öfke ve gözyaşıyla :(

13 Mayıs 2014 Salı

anneler gününün ardından,

sabah kalkınca hadi dedim kahvaltıya gidiyoruz bugün kahvaltı hazırlamak istemiyorum. çocukları giydirdim, küçüğün altını değiştirdim. kahvaltı isteğimi belirttikten bir saat! sonra hazırdık. evin yakınında bir yere gittik yürüyerek, yolda kızları parktan zor bela ayırdık. gittiğimiz yerde sırf yanında çocukların oynayacağı parkımsı bir yer var diye tuvaletlerin ve deponun önüne oturduk. nedense en izbe yerlere konuyor oyuncaklar, dostlar alışverişte görsün var mı var. sadece bir otelde havuzların ve lokantanın hemen yanında oyun alanı vardı çünkü otel sahibinin çocuğu vardı. bu ilginç bir durum aslında; çocukları çok sevmek ve çocuklulara tuvalet önünü layık görmek. aman diğer müşteriler rahatsız olmasın.

neyse anneler gününden devam. kahvaltı bitti tam da kahve söyleyelim derken kız kaka yaptı. alelacele hesabı ödeyip eve kaçtık. sonra okula deney yapmaya geldim, sonra annemi ve kayınvalideyi ziyaret ettik, bu sefer ikisine de hediye almadım. sonra eve geldik ertesi gün için yemek ve beslenme için kek yaptım, nihayet oturduğumda 23,30 olmuş ve ben hala işleri bitirememiştim.

anne olmak böyle bir şey işte. hep koşturmak-yorgun olmak-sürekli çalışmak, ama ilginç bir şekilde çocuklar gülünce mutlu olmak, kendini bununla avutmak.


Sevgiyle :)

9 Mayıs 2014 Cuma

nicci french-kusursuz içgüdü

demiştim ya bir süre boş-beleş kitaplar okuyacağım kafamı dinlendireceğim diye. geçenlerde markette gördüm bu kitapları 4 tane kapıverdim hemen zaten polisiye severim, eh kafa dağıtırım işte dedim. ilk okuduğum kusursuz içgüdü oldu.

kitap hafif ötesi hemen okunuyor akılda pek iz bırakmıyor, öyle vurucu cümle de kalmadı bende. ama konusu ilginç sevgili kocanız bir başka kadınla bir kazada ölürse ona mı inanırsınız? ne yaparsınız? ne kadar zavallısınız? gibi bir temel sorusu var. karakterimiz kocasına inanmayı ve ölümünü araştırmayı tercih ediyor. polisiye kısmı çok hızlı çözülse de yaşanılan şoku güzel anlatmış yazar. kitabın londra'da geçtiğini çok uzun zaman algılayamadım ben, hatta fark ettiğimde hadi ya ingiliz miymiş yazar ben amerikalı zannetmiştim filan dedim.

yıllar önce babamın bir arkadaşının eşi bu şekilde vefat etmişti, kadıncağız kaza sonrası amiyane tabirle kafayı yedi ve hala tam normal değildir ve hatta gülerek der ben böyle oldum diye. gerçekten feci bir durum yani.

kusursuz içgüdü seyahatte filan rahat okunabilecek yormayan kitap. dinlenmek için okunmasını tavsiye ederim efendim :)

sevgiyle ve kitapla:)