25 Haziran 2014 Çarşamba

yedi

tam yedi sene önce bugün katıldı mini mini tosuncuğum aramıza, ağlamasıyla hastaneyi inleten tatlı mı tatlı şeker mi şeker kızım, şimdilerde sanki seninle zor anlaşıyor olsakta seni sevmemin önüne geçemeyecek hiç bir sorun.

4010 gramlık minik tosunum şimdi yedi yaşında okuyup yazabilen, benimle çekişen, kardeşine bazen iyi bazen .... davranan ama güzel mi güzel bir kız oldu.

bazen korkuyorum gelecekten, onu koruyamamaktan, başına kötü bir şey gelmesinden,
bazen diyorum o çok güçlü, eh belki çok badire atlatmadı (çok şükür), eh el bebe gül bebe hala ama güçlü, başına gelenlere ve gelebileceklere karşı ayakta durmasıyla, durabilecek olmasıyla mutlu ediyor beni,

iyi ki doğdun güzel kızım, iyi ki aramızdasın, seni çok çok çok seviyorum.

21 Haziran 2014 Cumartesi

aşk-ı memnu

yıllar önce kitabını okumuştum ama hatırlamıyordum. dizisi yayınlandığında ise doktoranın en civcivli zamanlarıydı ve ben tv izlemeyi bırakın duş alacak vakti zor buluyordum.

hala vakit bulamıyormuşum, yukarıdaki cümleyi yazalı sanırım 4-5 gün geçti ancak fırsat buldum konuya dönmeye :)

evet nerde kalmışım, aşkı memnuyu izlemeye vakit bulamadığımda. 2 yıl boyunca annem izlerken odaya girdiysem gördüm dizisini, gereksiz uzunluğu nedeniyle neyse benim işim var zaten dedim hep. son bölümünün yayınlandığı 24 haziran günü doktora savunma sınavım vardı ve ben günler-yıllar sonra hiç bir şey yapmadan tv izleyeceğim dedim. oturdum aşkı memnu'nun son bölümünü izledim, ekşi sözlük eşliğinde. çok uzundu,i bihterin kıyafetleri çok güzeldi, kıvanç çok yakışıklıydı derken bihter intihar etti ve beni o zaman üzmüş olan o cümleyi sarf etti, nihal bir nefeste soluverecek çiçek, peki bihter?

bu tarihten yaklaşık 2 yıl sonra küçük börtü doğduğunda evde oturuken gündüz kuşağında tekrar izledim diziyi, bihter ve tabi ki firdevs hanımın kıyafetlerine bayıldım, çetin özder mi,ydi neydi o adamın 132 parça zenginlik seti karşısında ağzım açık kaldı. ama ençok merak ettiğim kitapla ne kadar bağlantı kaldığı idi. çünkü okuduğumla çok alaka kuramamıştım ozaman için.

gel zaman git zaman diziyi izlememin üzerinden yaklaşık 2 yıl geçti ve pinuccianın geçen kış yaptığı okuma şenliğinde bir türk klasiği olarak aşkı memnuyu okumaya karar verdim. verdim vermesine ama hayat siz planlar yaparken başınız gelenlerdir diye boşuna dememişler kitabı bitirmek ta bu zamanı buldu. şimdi kitapla ve diziyle bağlantısıyla ilgili yorumumdur efendim:

arkadaşımdan aldığım epey eski bir baskı idi dolayısıyla bazı yerlerde okurken zorlandım (türkün türkçe ile imtihanı, dilimiz ne çok değişmiş :( ). kitapta nihal ve onun hezeyanları çok ön planda. diğer taraftan bihter ve behlül aşkı bu kadar uzatılmıyor. behlül ise kitapta çok daha ımmm nasıl desem pislik bir karakter. adnan bey kitapta daha saf. bülent daha küçük, firdevs hanım her yerde şirret. hizmetçiler nihali korumayı düşünmüyor, madamolisse deniz daha sert falan filan. ama yine aklımda kalan nihal bir nefeste soluverecek çiçek cümlesi oldu. bihterin intiharına ise her zaman çok üzüldüm. behlül kaçtı gitti olan güzelim kıza oldu. bu arada kitap dönemin süs ve sefa düşkünlüğünü çok iyi anlatmış bence. zaten bizim adam olmama nedenimiz galiba bu sefa, süs, gösteriş düşkünlüğü.

sevdim ben bu kitabı ve kesinlikle mutlaka okunması gereken bir kitap. dizi ise gerçek ruhunu korumuş ve iyi bir uyarlama olmuş meğerse.

sevgiyel ve kitapla :)

13 Haziran 2014 Cuma

damla çikolatalı-nişastalı kurabiye

bugün karne günü, çocuklar karne aldı ben de kızımla beraber 1. sınıfı bitirmenin mutluluğunu yaşıyorum.
dün komşularımla karar verdik bugün hem çocukların karnelerini kutlamak hem de yazın inşallah gelişiyle kamelya mevsimini açmak için. biraz nevale hazırlayıp inelim aşağıya dedik, ben bu kurabiyeleri yaptım. beğenilir umarım.

nişastalı kurabiye
malzeme:
2 yumurta
7 ç. kaş. toz şeker
1 çay brd. süt
250 gr tereyeğ
aldığı kadar un-nişasta
nişasta ile unu eşit olarak koyuyorum, 2 brd. nişasta 2 brd. un yetiyor genelde ancak bunu yumurtaların büyüklüğü etkilediği için unun tamamını değil azar azar hamur olana kadar koymakta fayda var.

malzemelerin hepsi ile kurabiye yapılır. damla çikolata ile süslenir. 180 derecede 25 dk pişirilir. işte bu kadar kolay.

afiyet olsun


12 Haziran 2014 Perşembe

gündeme yetişememek

bir garip ülke oldu türkiye, bir kaç saatte gündemin, konuşulanların tamamen değiştiği ve savaş kıyısında bir ülke, korkuyorum ülkemin geleceğinden, çocuklarıma nasıl bir gelecek sağlayacağımı bilememekten. gerçekten korkuyorum.

garip garip konuşan milletvekillerinden, ne dediğini bilmeyen  öngörüde bulunamayan yöneticilerden ve bunun gibi yaşadığımız pek çok sorundan bıktım artık.
tüm toplumumuzu etkileyecek sorunlar yumağının başımıza açtığı dertler ve bu arada yaşadığımız toplumsal kırılmalar ve sosyal çöküşler. en koyu karanlığı yaşadığımızı hissettiriyor.

düşüncelerimi toparlayamıyorum-korkuyorum

11 Haziran 2014 Çarşamba

0,1 ton

bu benim yaklaşık ağırlığım, biraz daha kilo alırsam morbid obez olacağım. belim çok çok ağrıyor, enerjim tamamen bitti ve bu sorunların tamamı kilo ve yeme düzeni bozukluğundan kaynaklanıyor.

son bir kaç haftadır ara ara yürümeye çalışıyordum, bu hafta ise arabayı evde bırakıp işe yürüyerek gelmeye başladım. insanlar sorduğunda ise hastalanma riskim olduğunu ve böyle devam edemeyeceğimi anlatıyorum, ev-okul arası yollar yapılıyor, bisiklet yolu yapılırsa bisiklet alacağım ve bisiklete binmeyi öğreneceğim. bu yaz için hedefim kilo vermek ve bunu gerçekten istiyorum, bisiklete binmeyi öğrenmek.

bisiklet meselesi: ben küçükken bisikletler pek pahalıydı ve babam bana bisiklet alamamıştı, birazda koruma içgüdüsüyle düşmesin diye. bende kimsenin bisikletine binip öğrenmeyi beceremedim. hala bilmiyorum sonuçta. şimdi ise en çok istediğim şey bisiklete binmeyi öğrenmek ve öğreneceğim. sonuçta yüzmeyi de bilmiyordum ama kursla öğrendim, bunu da öğrenirim. hem öğrenmeye çalışırken mecburi hareketten dolayı enerji tüketmiş de olurum. bir taşla iki kuş :)


5 Haziran 2014 Perşembe

mrs. dalloway-virginia woolf

kitap kardeşliği grubunda mayıs ayı için seçilen kitaptı mrs. dalloway. okuken hem çok keyif aldım, altını çizdiğim pek çok cümle oldu hem de bitmek bilmedi bir türlü, çok zorlandım. konudan konuya atlayış hızına yetişemedim, çoğu yerde kafam karıştı, hatta dönüp dönüp okudum. bu nedenle bana ağır geldi. okunmasını hem tavsiye ederim hem de etmem. ilginç psikolojik gelgitlerle dolu kitapları sevenler için iyi olabilir ancak, benim gibi annelik-iş-ev üçgeninde boğulmuş olanlar zihin yorgunluğu nedeniyle daha da bunalabilirler. 200 sayfalık bir kitap uzadı da uzadı. bir de tek blok halinde yazılmış olması beni çok zorladı.

sevgiyle ve kitapla:)

4 Haziran 2014 Çarşamba

hep aynı şeyler,

bir türlü gündelik normal yaşama dönemiyorum, güya çalışıyorum güya okuyorum ama hiç bir şeyde tat yok. derin bir depresyon hali ne olacak sonumuz? Allahım çocuklarını nasıl yetiştireceğim bu ülkede? akıl ve ruh sağlığımı nasıl koruyacağım? yardım çığlıkları içimde haykırıyor ama duyuramıyorum sesimi.

normal yaşama dönemiyorum, kitap okuyamıyorum, yemek yapamıyorum, çiçeklere bakmak gelmiyor içimden. eskiden ne çok severdim oysa okumayı yazmayı, çiçekleri ve hatta pastaları.

görünüşte çok mutlu ve sakin ve öyle ve böyle oysa içim kan ağlıyor her yeni haberle. çıkmak istiyorum bu kısır döngüden artık.