30 Temmuz 2013 Salı

bindokuzyüzseksendört, george orwell

pinuccia'nın kitap okuma şenliği için okuduğum ilk kitap george orwell'in 1984 romanı oldu. herkes okumuş bir ben okumamışım kategorisine dahil ettim kendisini.
 mükemmel denecek derecede iyi bir kitap, olağanüstü bir kurgu dünya, müthiş bir modern yaşam taşlaması. yazıldığı döneme değil her döneme hitap eden, metaforik anlatımlarıyla okuyan her insanda farklı izlenimler yaratan bir kitap. okuduğum için en memnun olduğum kitaplardan birisi oldu.
1984 yılında okyanusya adında dünyanın 1/3'ünü kaplayan bir ülke ve o ülkede yaşayan insanların winston smith üzerinden anlatılan, aynı zamanda winston'un kendiyle konuşmaları olduğunu düşündüğüm, otoriteye başkaldırma ve otorite tarafından ezilme öyküsü.
 

okurken günümüzde özellikle son 3-5 yıldır otoritenin bizleri ne kadar çok ve hangi şekillerde ezdiğini düşündüm. pek çok cümle tanıdık geldi. beş para etmeyen gazeteler ve akıl sağlığımızı koruyarak sürdürmeye çalıştığımız insanlığımız. kadınların bedenlerine, insanların düşüncelerine hükmedilmesi ve ispiyoncu çocuklar. çok tanıdık değil mi? big brother'da, goldstein'de o'brien'de hayatımızda her an yer almıyor mu? ve biz de tıpkı winston gibi nasıl olduğunu anlayıp neden olduğunu anlamıyor muyuz?

sevgiyle:)

27 Temmuz 2013 Cumartesi

karanlığın soluğu-maxime chattam

karanlığın soluğu maxime chattam'ın okuduğum dördüncü kitabı. oldukça sürükleyici, gerilim severler için okunması gereken kitaplardan.  katil olabilecek üç kişi var ve işin aslı tahmin edemedim ben katili kitabın sonuna gelene kadar. hadi canım dedim. en başındaki bir kaç sayfalık öyküye ise en sonunda bir kaç sayfa ile bağlaması çok güzeldi. ancak bazen geresiz detaylarla boğuyor okuyucuyu, tıpkı türk dizilerinde 1 dk süren bakışmalar gibi anlatım bitmrk bilmiyor. ama yine de zevkle okunan ve keyif biraz da tedirginlik veren bir kitap.

yazarın okuduğum kitapları içinde en beğendiğim kara büyü idi. bu kiatbı okurken korkuyu içimde hissetmiştim. 

sevgiyle:)

26 Temmuz 2013 Cuma

ben çok terbiyesiz bir insanım neden mi?

çünkü iki hamileleğimde de her gün sokaklardaydım. gezdim tozdum, eğlendim. gerektiğinde yardım istedim, otobüslerde yer verdiler, öğrenciler su koşturdular peşimden susuz kalmayım diye, arkadaşlarım kitaplarımı taşıdılar. onlara geç söylediğimde neden önce söylemedin sana yeterince yardımcı olamadık dediler. hamilelğimden utanmadım, kimsenin bugüne kadar utandığını da görmedim. yüce rabbimin mucize olarak nitelendirdiği o estetik olmayan koca karında bir hayat taşıdım çünkü, kendi nefesimle besledim. kanımdan kan canımdan can verdim. ama şimdi diyorlar ki estetik değilmiş, beyimin !!! arabasında o bana lütfederse şöyle bir dolaşabilirmişim.


artık bu ülkede kadın olmaktan - insan olmaktan yoruldum. sezeryan yaparsan korkaksın, iyi de doktor karar verdi ben değil ki. kürtaj olursan katil, iyi de bakamayacağım çocuğu doğurursam eziyet değil mi bu ikimize de? çalışırsan yeterince iyi anne değil. iyi de benim bir değerim yok mu? YOK muş. ben insan olarak kadın olarak değersizmişim. varlığım gereksizmiş. öleyim ben o zaman, yerime avm yaparlar hem.

not: resim koyacaktım ama hamileyken çekilen fotoları bulamadım :(

17 Temmuz 2013 Çarşamba

böcük usulu oruç

bizim böcük babası oruç tuttuğa için çok meraklandı oruç tutmaya. her akşam yatarken yalvarıyor baba beni de kaldır diye. her gece kalkıp yumurta yiyor sahurda sonra sabah uyanınca kahvaltı gevreği ve süt, öğlen yemek, ve yemek sonrası arkadaşlarıyla bisiklet binmeye iniyor ta ki akşam ezanı okunana kadar. ezan okunurken koşarak eve geliyor ve birde akşam yemeği yiyor. ben tabi ki çok memnunum bu durumdan. ramazan ayının bizim kıza faydası oldu toparladı biraz. aaşağıda arkadaşlarla başında büyük olmadan bisiklet sürmenin- oynamanın keyfini yaşıyor. hem de fiziksel olarak yorulduğu için daha çok ve çeşitli yemek yiyor.

benim çocukluğumdaki gibi bir çocukluk yaşamasını istiyorum. fırında pide sırasına girip akşam için sıcak pide almak, akşama kadar oynayıp eve yemek vakti gelmek, bayramda komşu ziyaretleri yapmak, arkadaşlarla kavga etmek, bir büyüğün müdahalesi olmadan barışmak vs. bunu sağlamak için uğraşıyorum.

 evin yanındaki okula gidecek mesela, arkadaşlarıyla yürüyerek. tüm gününü okulda geçirmeyecek, öğleden sonra evde oturmanın da keyfine varacak.eğer isterse kendi istediği için çeşitli kurslara gidecek, kendi istediği için, mutlu olacağı şeyleri yapması için yönlendireceğim. benim proje çocuğum olmayacak, çocuk gibi bir çocuk olacak.  

sevgiyle:)

16 Temmuz 2013 Salı

mavi tüy, richard bach

  • yaşamımda kendime seçtiğim yol özgür bir yaşamdır. fakat bazen yalnızlık ağır bir kabus gibi çöker, 
  • insan, bir işi yapma konusunda düşüncesini değiştirdiğinde herşeyden istifa edebilir
  • eğer biraz pasif görünüyorsam, bu pasiflik yapımdan ileri geliyor. işi sürdürüp nefret etmektense böylesi daha iyidir.
  • kendisinden kaçmayı gerektirecek kadar büyük hiç bir sorun yoktur.
  • öğrenmek bildiğini açığa çıkarmaktır, yapmak bildiğini kanıtlamaktır.
  • sana hiçbir katkısı olmayacak nitelikte bir sorun yoktur.
  • sana hiçbir dilek verilmemiştir ki onu gerçekleştirecek güç de birlikte verilmemiş olsun. ancak bunu elde etmek için çalışman gerekebilir.
  • sınırların üzerine kafa yorarsan onları benimsemiş olursun
  • başkalarının söylediklerine aldırıp aldırmamalarına önem vermen, mutluluğunun bir başkasına bağlı olduğunu gösterir.
mavi tüy, içinde bir renk adı olduğu için kitap okuma etkinliğine katılma amaçlı okuduğum bir kitaptı, ancak 136 sayfa olduğu için etkinliğe bu kitap ile katılmamaya karar verdim. 

 mavi tüy kişisel gelişim kitapları ve secret tarzı kitapların öncülü ve hikaye ile anlatılmış hali imiş. yıllar önce okumuştum, etkinlik vesilesi ile bir kez daha okumuş oldum. işyerinde sıkıntıya düşüldüğünde destek olabilecek ince cümleler içeriyor, ancak hikaye kurgusunu çok beğendiğimi söyleyemeyeceğim. basit ve çok hap gibi bir anlatım var ve bu zaman zaman sıkıcı olabiliyor. 

bu kitabı okuyunca en kısa zamanda martı'yı tekrar okumam gerektiğine karar verdim.

sevgiyle ve kitapla:)



12 Temmuz 2013 Cuma

kitap okuma etkinliğine katılıyorum :)

kitapları ne kadar çok sevdiğim ben tanıyanlar tarafından çok iyi bilinir. gerçek bir kitap kurduyum, hatta kuzenlerim hep yazar olacağımı zannederlerdi. ama o beceri yokmuş bende yazmaya çalışınca anladım.

bugün okuduğum ağ günlükler arasında dolaşırken bu kitap okuma etkinliğine rastladım ve katılmaya karar verdim, kızçelerden fırsat buldukça ömrümde ilk kez bir etkinlik dahilinde kitap okuyacağım. okuyacağım kitaplardan bazılarını belirledim bile, bakalım öbürlerini bulabilecek miyim? kategoriler oldukça ilginç çünkü.

okuyacağım kitaplar
1. 150 sayfadan kısa bir kitap, yaşlı adam ve deniz-hemingway
2. 400 sayfadan uzun bir kitap, delikanlı-dostoyevski
3. herkesin okuduğu benim henüz okumadığım bir kitap, bin dokuz yüz seksen dört-george orwell
4. renk adı taşıyan kitap, mavi tüy-richard bach
5. kurgu olmayan bir kitap, kendi everestinize tırmanın-nasuh mahruki (imzalı)
6. canımın istediği kitap, yolların başlangıcı-amin maalouf

şimdilik bu kadar, ben okumaya başlayım. bazı arkadaşları da davet etmek lazım :)

sevgiyle:)


8 Temmuz 2013 Pazartesi

kabak çiçeği dolması,

sabah ezanı vakti toplanan kabak çiçeklerinin dolması pek meşhurdur buralarda. lakin kabak olmayınca çiçeği de olmuyordu. bu sene balkonda deneme amaçlı diktiğim kabak çiçeklerini topladım geçenlerde. dolma içini de hazırladım. pek zormuş doldurmak kabak çiçeklerini. 5 tane toplamıştım, üç tanesini yırtmadan doldurabildim.



dolma içini kendi bildiğiniz gibi hazırlayınız efendim, ya da yakında yayınlarım belki nasıl dolma yaptığımı:) sonra çiçeklerin ortasına az az koyunuz ve biraz sarma sarar gibi kapatınız yaprakları, dolmanın üstünde kısık ateşte pişiriniz. çabucak piştiğini unutmayınız. sonra cacık eşliğinde afiyetle yiyiniz.


sevgiyle:)


7 Temmuz 2013 Pazar

balkon bostanı,

en büyük hayalim bahçeli bir ev yapmak oldu. bahçede istediğim gibi ekip dikebileceğim alanlar oluşturmak, organik tarım denemeleri yapmak, ağaçlardan topladığım meyveleri eşe dosta- çoluğa çocuğa dağıtmak. toprakla hem hal olup, böcek vızıltısı, kuş ötüşü ve hatta arka fonda çalan radyoyu dinlemek, ağaçların altında kitap okuyup güneşlenmek. evin bir tarafına köy fırını yapıp pideler-yemekler pişirmek. ve  hatta özgür tavukların hür yumurtaları için tavuk beslemek.

henüz bunlara ulaşamıyorum. ama bu evde tohumdan bazı şeyler yetiştirmeme engel değil tabi ki.

buyrun balkon bostanına :)

kişniş

balkabağı

nane

pembe domates

yediveren arnavut biber

fesleğen

semizotu

bu resimler yaklaşık bir ay önce çekildi, ancak yayınlandı, daha da büyüdüler, hatta domatesler çiçek açtı :)

hayalimin gerçek olması dileğiyle:)
sevgiler:)

6 Temmuz 2013 Cumartesi

börtücük bir yaşında:)


küçük kızım bir yaşını bitirdi, kocaman bir kız oldu. geçen ay ki gelişim durumu olaylar olaylar nedeniyle güme gitmişti. ama bu ay tam tekmil bir gelişim raporu.

motor beceriler
  • elinden tutunca yürüyor, hatta hiç oturmak istemiyor, sürekli yürütmekten belimiz ağrıdı.
  • emekliyor, sıralıyor, tutunup ayağa kalkıyor ama elini bırakınca düşüyor.
  • ilk adım arabasını geri geri götürüyor
  • oyuncaklar artık çok ilgisini çekiyor
  • çatalı ağzına, gözlüğü gözüne, ablasının taçlarını kafasına, telefonu kulağına götürüyor
yeme becerileri
  • bizim yediğimiz yemekleri yiyor kendisi için pişirilenleri sevmiyor
  • yoğurt ve zeytine bayılıyor
  • tüm meyveleri severek yiyor
bilişsel becerileri
  • gitmek istediği yönü, yapmak istediğini çok net ifade ediyor
  • gözünü, ağzını gösterebiliyor
  • babasına ba diyor, bana bazen anne diyor, gel diyor
  • ben gülünce komik bişey var diye düşünüp gülüyor
  • kitaplara bayılıyor

bunlar küçük hanımın gelişim gösterdiği noktalar, kendisine dair sevmediğim detaylar ise sürekli yürümek istemesi ve benden başka kimsenin kucağında durmaması, birileri varsa yanımızda bana yapışıp kucağımdan hiç inmemesi. çok yoruluyorum be ya:)