31 Aralık 2012 Pazartesi

iyi yıllar


yeni yılda


kuşlar dileklerinizi götürsün


balıklar geri getirsin


hayat hep gülsün



mutlu yıllar


sevgiyle:)


30 Aralık 2012 Pazar

bebeğe peynir,

küçük hanım için tuzsuz peynir yapma maceralarına başladık bakalım. peynir yapmak için 1.5 kilo kadar sütü pişirdim ve tam kaynamaya başladığında 70 gr kadar yoğurt ekledim.

eklediğim yoğurt miktarı (kavanoz 250 ml'lik)

sonra kaynatmaya devam ettim, 5 dakika içinde kesilen peynir toplanmaya başladı. 

peynir topakları

bu şekilde peynir oluşmaya başlayınca ocağı kapattım ve soğuması için bıraktım. soğuduktan sonra torbaya döküp şofben borusuna bağladım, altına peynir altı suyunun birikmesi için bir kap koydum. bu suyu hamurlarda kullanabilirim. peynir altı suyu çok yüksek oranda B vitaminleri içeriyor.


bir gün bu şekilde süzüldükten sonra torbada toplanan peyniri kapaklı bir kaba alıyorum. 


işte peynir. bu peynirden sabah kahvaltısında 1 çay kaşığı kadar küçük hanıma yediriyorum, bayıla bayıla yedi bugün.

sevgiyle:)





26 Aralık 2012 Çarşamba

fırında karnabahar-brokoli,

annem eskiden karnabahar'ı haşlar sonra kızartırdı. malum şimdi kızartma yemiyoruz, bunun yerine fırınlıyoruz.

malzeme:
1 orta boy karnabahar
1 küçük boy brokoli
1 yumurta
1 çay brd. zeytin yağı
tuz-kırmızı biber-fesleğen
3 diş sarımsak
1 limon suyu
maydanoz

karnabahar ve brokoliyi buharda haşladım. 1 yumurtayı sıvı yağ ve baharatlar ile çırptım ve haşladığım sebzeleri bu karışıma bulayıp 20 dk kadar fırında pişirdim. limon suyu- sarımsak ve maydanozu karıştırdım ve fırında pişirdiğim sebzelere döktüm. sevgili kişisi bile beğendi.



sevgiyle:)

25 Aralık 2012 Salı

sevgiliye,

bugün sevgili kişisinin doğum günü.onu neden sevdiğimizi hatırlamak için bir gün.

seviyorum huleyn, kendi ütüsünü yapmasını, yemek yoksa dert etmemesini, bana zorlandığım her zaman yardım etmesini, çocuklarla ilgilenme yollarını, beraber dalga geçebildiğimiz her şeyi, hiç bir şeyi dert etmeyip her  şey yoluna girer deyişini,içtenliğini, bakışını, gülüşünü. bazen kızıyorum ama öyle bir bakıyor ki neye kızdığımı unutuyorum.

doğum günü için çocuklar adına bir hırka aldım. kendi adıma ise atkı ördüm, sıklıkla söylediği bana bir şey örmüyosun lafı yüzünden (geçen yıl ördüğüm kazağı hiç giymedi).
atkıyı siyah ve 2 ton gri kullanarak haraşo örgü ile çizgili yaptım, umarım beğenir.


sevgilime sevgiyle:)


24 Aralık 2012 Pazartesi

kuntakinte,

be küçükken browni filan bilmezdik, annemler kuntakinte diye üzerine sos sürdükleri bir kek yaparlardı. browni filan sonradan çıkan sosyete işleri :). neyse gelelim kuntakintenin yapılışına

malzeme
1su brd. süt
1.5 su brd. şeker
1 su brd. sıvıyağ
3 yumurta
1 pk. kabartma tozu-vanilya
 aldığı kadar un (2.5 brd kadar)
2 ç. kaş.kakao

önce süt, bir brd şeker ve kakaoyu iyice çırptım. bu karışımın yarısını kekin üstüne sürmek için ayırdım. yumurta ve 1/2 brd şekeri çırptıktan sonra kalan süt karışımını yumurtanın üzerine döktüm ve çırpmaya devam ettim. kalan malzemeler ile kakaolu kek yaptım. fırından çıkınca kekin üstüne ayırdığım karışımı sürüp hindistan cevizi ile süsledim. çay eşliğinde yedik.



sevgiyle:)

23 Aralık 2012 Pazar

elmas kurabiye

bu tarifi http://www.birseninmutfagi.com/'de gördüm ve önceki hafta misafirlerim için yaptım. görünümü çok hoş oldu. şiddetle tavsiye ederim efendim.

malzeme:
1 yumurta
250 gram tereyağ
1 çay brd. pudra şekeri
1 çay brd. toz şeker
1 pk kabartma tozu-vanilya
aldığı kadar un
1 çr. kaş kakao

yumurtanın beyazını ve toz şekeri kurabiyeleri batırmak için ayırdım ve yukarıdaki malzemeler ile bir hamur yaptım. hamuru küçük parçalar halinde yuvarlayıp önce yumurta beyazına sonra toz şekere buladım. şeker üstünde çok hoş bir görüntü verdi. annem eskiden toz şekerli bir kurabiye yapardı, onun kakaolusu gibi oldu. ben nutella koymadım ortasına.


sevgiyle:)


21 Aralık 2012 Cuma

kış çorbası ve kış salatası,

kış sebzelerini tüketmek lazım ama nasıl. sevgili kişisi karnabahar yemeği sevmez, kızçe deseniz her şeye itiraz halinde. ben de kış sebzesi çorbası yaptım ama beğenilmedi yani kızçe beğenmedi, ama salataya bayıldı. bu kış sebzelerini çiğ yese ne olur ki?

kış çorbası malzeme:
1 patates
1 havuç
1 çiçek karnabahar
1 çiçek brokkoli
1/2 limon suyu
tuz
limon suyu haricindeki malzemeleri pişirip, blenderdan geçiriyoruz, üzerine limon suyu ve kızdırılmış yağ-kırmızıbiber-nane döküyoruz, afiyetle yiyoruz


kış salatasına ise kırmızı lahana ve beyaz lahanayı ince ince doğrayıp limon ve tuzla ovuyoruz ve rendelenmiş havuçla karıştırıyoruz. 


herkesin yaptığı-bildiği yemeklere benim yorumum

sevgiyle:)

20 Aralık 2012 Perşembe

bebeğe yoğurt,

küçük hanım 15 gündür yoğurt yiyor ve onun için günlük yoğurt yapmak gerekiyor.

bir mikrobiyolog olarak yoğurdu yapamamam mümkün değil zannederdim, öyle değilmiş. küçük hacimdeki yoğurdu tutturmak gerçekten zor oluyor.

önce sütten bahsedeyim. biz küçük bir kentte yaşamanın avantajıyla taze çiğ süt bulabiliyoruz, hatta sütçü amcamız sanki arkadaş gibi. babam telefon ediyor hopp akşam sütü soğumadan evde. evet sütü sabah ya da akşam sağıp daha soğumadan getiriyor.ben evde bulunmayabilirim diye bizim süt anneme gidiyor, o pişiriyor, sıcakken kavanozlara koyup kapağını kapatıyor, süt soğuduğunda konservelenmiş oluyor. bu şekilde bir hafta buzdolabında bozulmadan saklanabiliyor. bir hafta geçmiş ve tüketilmemişse yoğurt olacak sütün içine katılıveriyor.

gelelim yoğurt yapımına annem der ki süt serçe parmağın içinde 30 sn kadar durabilecek sıcaklıkta olacak. bu sıcaklık yaklaşık olarak 40 dereceye tekabül ediyor. sütün içine 2 çorba kaşığı yoğurt konur, üzeri örtülür altına zeminden soğuk gelmemesi için havlu serilir. 4 saat sonra üzeri açılır ve buzdolabına kaldırılır. yoğurt ertesi gün yenmeye hazır olur. bu normal yoğurt ama bebek için her gün taze yoğurt yapmak lazım ve küçük hacimde yoğurt yapmak daha zor. neyse aşama aşama bebek için yoğurt yapımı

küçük bir kavanozun 3/4'üsüt olacak şekilde dolduruyoruz ve yaklaşık 45-50 derece sıcaklıkta olacak şekilde ısıtıyoruz. altına bir havlu seriyoruz ve saracağımız örtünün içine kavanozu koyuyuruz.



kavanoza 1 çorba kaşığı kadar yoğurt koyuyoruz ve örtüyle sıkıca sarıyoruz.


üzerine üşümemesi için bir havlu daha örtüyoruz. yoğurt soğukta kalırsa tutmaz o yüzden iyi sarmak çok önemli. 


bu şekilde sardıktan sonra 5.5-6 saat içinde yoğurdumuz hazır oluyor. buzdolabında bir gece olgunlaştırıyoruz ve bebiş afiyetle yiyor.

dikkat edilecek noktalar: süt çok sıcak olursa yoğurt ekşi olur, süt soğuk olursa yoğurt tutmaz yani sıcaklık en önemli nokta. 
 ikinci olarak ise süre eğer kısa zamanda açılırsa yoğurt çok sulu olur, fazla uzun tutulursa ekşir.
bunlara dikkat ettikten sonra yoğurt yapılır. ancak hazır sütte yoğurt uzayıp sünük sünük oluyor, kutu süt yerine pastorize süt kullanılabilir. inek sütü dışındaki sütlerle yoğurt yapmayı denemedim hiç.

bir tecrübe: büyük kızım 6 aylık iken ankara'daydık ve hazır yoğurt tüketmek zorunda kalıyorduk ve hala yoğurt yemez, küçük hanım ise bayıla bayıla yiyor yoğurdu şimdilik

sevgiyle:)

19 Aralık 2012 Çarşamba

rüzgar gülü börek,

milföy ile yapılan şirin mi şirin bir börek oldu.google görsellerde gezerken görmüştüm şeklini ama hangi site-ağgünlük bilmiyorum. rüzgar gülü için nasıl kestiğimizi ve katladığımızı hatırlamam baya zaman aldı, daha doğrusu en sonunda sevgili kişisine sordum o gösterdi. bir kare milföy hamurunu dörde kestim. küçük karelerin köşelerine küçük kesikler yaptım ve içe doğru büktüm. ortasına  zeytin ezmesi, üzerine yumurta sarısı sürdüm. pişince böyle güzel oldular.


bir paket milföy ile böyle tepeleme börek oldu:)


sevgiyle:)

18 Aralık 2012 Salı

ufak ekşili köfte,

lezzetli bir antep yemeği daha. yapılması karışık gibi görünse de kolay aslında yuvarlak köftelerini döküp derin dondurucuya koyuyorum, kullanması çok pratik oluyor böylece.

malzeme:
köfte için:
500 gr yağsız kıyma
500 gr ince bulgur
biber salçası
tuz-karabiber-nane-kekik

çorbası için:
250 gr kuşbaşı et
1 su bardağı haşlanmış nohut

köfte malzemeleri ile sulu köfte yapılır. bu ölçülerle 4 yemeğe yetecek kadar (3 kişilik aileyiz), köfte oluyor. fazlasını paketleyip derin dondurucuya kaldırıyorum.

kuşbaşı et haşlanır ve haşlama suyu içme suyu ile sulandırılarak kaynatılır ve köfteler bu suda haşlanır, kuşbaşı et ve nohut katılır. limon ve tuzu ayarlanır, üzerine yakılmış nane ve kırmızı biber dökülür. afiyetle yenilir. kıvamı koyuca olsun isterseniz biraz un kavurup koyabilirsiniz.


sevgiyle:)

17 Aralık 2012 Pazartesi

patates salatası,

bizim evdekiler hafta sonunda kısır, patates salatası, köfte gibi yemekler isterler. bu haftanın spesyali ise patates salatasıydı. herkesin bildiği bir tarifi birde ben yazayım, patates salatası eksik kalmasın:)

malzeme:
4-5 patates
2 kurusoğan
maydanoz-marulun iç yaprakları
sumak-pulbiber-karabiber-tuz-limon-zeytinyağı
patates haşlanır, arzu edilen şekillerde doğranır. kuru soğan piyazlık doğranır, sumak ve tuzla ovulur. marul-maydanoz doğranır, tüm malzeme karıştırılır, afiyetle yenir:)


sevgiyle:)

12 Aralık 2012 Çarşamba

fellah köftesi

son günler çok yoğun geçiyor, hiçbir şeye zaman bulamaz oldum. bu tarif ise hafta sonu gelen 2. misafir gurubu için yaptığım köfteler. menüde fellah köftesi namı diğer sarımsaklı köfte, milföy ile çarkıfelek, peynirli gül böreği, elmas kurabiye ve haşhaşlı revani vardı.

fellah köftesi ya da sarımsaklı köfte genel olarak sevilen lezzetli bir yemek. ancak tüm bulgulu yemeklerde olduğu gibi akşam değil, öğlen ya da gün sofrası için uygun. akşam yemeğinde yenilen bulgurlu köfteler sıkıntı yapıyor birazcık. ya da ben ölçüyü kaçırıyorum yerken ( bu apayrı bir konu oldu hayatımda, detaylarıyla anlatacağım sonra)

malzeme:
2 su bardağı ince bulgur
2 yemek kaşığı biber salçası
tuz-karabiber-pul biber
1 yumurta, biraz un( ben değirmenden bulgur unu alıyorum, un kadar ince değil, irmik kadar kalın değil, toz ama tutuculuğu çok yüksek)

tüm bu malzemeler sakız kıvamına gelene kadar yoğrulur, küçük küçük yuvarlanıp ortasına bastırılır. bol suda haşlanır. üzerine kızdırılmış, yağ salça ve sarımsakla yapılan sos dökülür ve maydanoz ile süslenir. arzu eden sarımsaklı yoğurtla yiyebilir.


sevgiyle:)

5 Aralık 2012 Çarşamba

zayıflamak ya da zayıflamamak

beceremediğim birşey oldu zayiflamak. yapılması gereken herşeyi biliyorum ama bir türlü yapamıyorum. bir süre dikkat ediyorum sonra hop gelsin çikolatalar vs. hele bugünlerde aşmış bir şekilde tatlı yeme isteğim var. ne yapacağımı bilmiyorum. nasıl yapacağımı bilmiyorum. aslında biliyorum da uygulaması zor geliyor. evet biliyorum az yemeli ve spor yapmalıyım, hem sadece yürüyüş değil adam akıllı spor, sadece yediklerine dikkat etmek değil adam akıllı diyet. ama beceremiyorum. beynim midemi ikna edemiyor. duygularım midemi ikna edemiyor. hep bir ileri-bir geri moduyla devam edip duruyorum. bu kısır döngüden nasıl çıkacağımı bilemiyorum asıl. yeni karralar alıp bu kararları uygulama gücü lazım bana.

4 Aralık 2012 Salı

ekşili lahana-karnabahar,

kış sebzelerinin salatalarını çok severim, kışın sıklıkla yapıyorum, ancak bizim böcük sadece karnabahar olanı seviyor.
malzeme:
3-4 yaprak beyaz lahana,
3-4 çiçek karnabahar,
sumak,
nar ekşisi,
2 diş sarımsak,
tuz,
zeytinyağ,
pul biber

sebzeleri buharda haşlıyorum ve baharatlarla karıştırıyorum afiyetle yiyoruz.
vikipediye göre 100 gram lahana ortalama olarak 110 kJ' dür ve 4 g karbonhidrat, 2 g protein, 50 mg kalsiyum, 0,5 mg demir, 50 mg C vitamini, 0,04 mg B1 vitamini, 0,04 mg B2 vitamini içerir. 
karnabahar için böyle bir bilgi bulamadım ama fosfor açısından zengin ve kalorisi yok denecek kadar az. bu durumda bu salata diyet yapanlar için ideal, keşke devam edebilsem ama diyet yapmayı başaramıyorum son günlerde, azmin geri gelip beni bulmasını bekliyorum:P


sevgiyle:)

1 Aralık 2012 Cumartesi

bebeğin 5. ayı,

bu ay ki en önemli gelişmemiz değişik sesler çıkarmak, beni çağırırken annn, ge, gi, ve sürekli bağırma modunda özellikle yanından ayrılmamıza tahammül edemiyor. gündüz uykuları azalmaya başladı, 2 kısa bir uzun uyuyor. hemencecik gülüyor, destekle oturuyor ancak henüz dönmeyi beceremedi. oyun halısı ile oynamak en büyük zevki, oyuncaklara ilgisi çok fazla, farklı oyuncaklardan ziyade en baştan beri oynadığı topla oynamayı tercih ediyor. emziği bulamadığı anda parmak emiyor, dişler çok kaşınıyor, bazen beyaz oluyor ama daha çıkmaz umarım.
bu ay ortalarında elma rendesi yemeye başladı, çeyrek elma cam rende ile püre yapılıyor ve ilk gün bir çay kaşığı, daha sonraki günler azar azar artarak sonuçta 1 yemek kaşığı kadar elma yiyor ve gayet memnun, süte tam gaz devam tabi ki ancak biberondan süt içmek istemiyor, hatta son iki gün biberondaki süt ziyan oldu, artık sağmayacağım bu durumda. bu ay böyle geçti, gelecek ay görüşmek üzere.

29 Kasım 2012 Perşembe

eğitim üzerine zırvalamalar

fatih projesi, akıllı tahtalar, 4+4+4, dershanelerin kapatılması, kıyafet serbestisi, eğitimle ilgili olarak bu sene konuştuğumuz konular. her biri ayrı dert, her birinin neresini tutsan elinde kalıyor. her biri bizi ileriye götürmesi için tasarlanıyor(!) ama atılan adımlar nedense hep geriye gidiyor. 

fatih projesi ve akıllı tahtalar: öncelikle bunları kullanabilecek öğrenci-öğretmen var mı sorgulamamız lazım. öğretmenlerimiz bilgisayar teknolojilerini kullanmakta ne kadar yetkinler, çocuklar bilgisayarla ya da tablet ile oyun oynamak yerine ders çalışması gerektiğinin bilincinde olacaklar mı? çevremdeki eğitimcilerden biliyorum ki, pek çoğu bilgisayarı çocuğunun yardımı olmadan kullanamıyor. çocuklar ve dahi büyükler bile bilgisayarda facebook, oyun dışında hiçbir şey yapmıyor yapamıyor. bu durumda akıllı tahtaları kim nasıl kullanacak? fuzuli masraf, müsrüflüün lüzumu yok:)

4+4+4 ise her yönüyle kötü görünen bir sistem oldu gitti, ilkokula başlama yaşının 66 aya indirilmesi ile henüz okula başlama yetkinliğine erişmemiş çocukların mini mini birler yapılması, 5. sınıfın bir anda yok olmasıyla en azından bu sene 5. sınıfta olması gereken çocukların uçan müfredatı, bir anda zorunlu tutulan liseler için kitapların hazırlanmamış olması, o kadar çok sorun var ki yazmakla bitmeyecek.

kitapları milli eğitim bakanlığının vermesi ise başlı başına bir sorun, kitapların yeterli bilgi içermediği düşünüldüğü için öğretmenler tarafından mutlaka yardımcı kitap aldırılıyor, ilkokul birinci sınıfa bile yaprak test çözdürülüyor. kitaplara baktığımızda ise (matematik öğretmeni arkadaşımın söylediğine göre) boyama kitabından başka bir şey olmadığını görüyoruz.

dershanelerin kapatılması, bir yönden doğru bir yaklaşım olabilir ancak yerine konacak sağlıklı bir eğitim-öğretim politikası olmadan, öğrenci seçme yarışının yerine konacak bir sistem bulunmadan mümkün değil, dershane kalkar özel ders artar, sonuçta tek amacımız üniversite kazanmak. 

kıyafet serbestisi ise eğer gerçekten kıyafet serbestisi olsaydı gerçek olabilirdi, ama şunu-bunu giyemezsin dedikten sonra özgürlük getirmiş olmuyor. ayrıca türkiye gibi gelir dağılımının son derece adaletsiz olduğu, görgüsüzlüğün had safhada olması nedeniyle ama annelerin- ama çocukların marka bağımlısı olduğu bir ülkede karmaşa ve sorundan başka hiç bir şey getirmeyecek. 

biz bu şekilleri tartışaduralım, eğitim sisteminde müfredatın içi boşaltıldı, liseden mezun olmayacak çocukları üniversiteden mezun etmeye çalışıyoruz, muasır medeniyet ülkümüz vardı ne oldu ona. 



26 Kasım 2012 Pazartesi

annelik yarıştırmak,

uzun zamandır annelerin paylaşımlarını okuyorum. bu paylaşımlarda ve yapılan yorumlarda şu durum dikkatimi çekmeye başladı. mürekkep yalamış, okumuş, araştıran, öğrenmeye çalışan annelerin pek çoğu bunu en iyi ben yaparım, sadece benim anneliğim doğru, siz ne bilirsiniz ki tavrındalar. normal doğum ya da sezaryenle doğum yaptın suçlusun, aaaa olmaz ama, sütün yetmedi mi vah vah, çalışıyor musun suçlusun çalışmıyor musun suçlusun. odasını ayırdın suç, ayırmadın suç,  herkes birilerinin kendisine karışmasından şikayetçi ama herkes başkasına sonsuz karışma hakkını kendinde buluyor. hele ki kazara bir soru sorun eleştiri yağmuru başlıyor. neden anneler birbirine karşı bu kadar tahammülsüz? neden bu kadar kırıcı davranıyor anneler? bu durumda topluma tahammülsüz ve kırıcı bireyler yetiştirmiş olmuyor muyuz bu şekilde?

23 Kasım 2012 Cuma

sen kötü ve iğrenç bir annesin, seni sevmiyorum

başka bir insan söylese hiç umurumda olmayacak bu sözler içimi kavurdu. canım öyle acıdı ki hayatıma devam edemiyorum. bu sözü duyduğumda çileden çıkıyorum. küfür değil ama küfürden beter.

evet çocuklarımızı çok seviyoruz, evet çocuklarımız göz bebeklerimiz, evet her zaman kayıtsız şartsız arkalarındayız ama bu çocuklarımıza bize (anne-babalarına) saygısızlık etme hakkını verir mi? bu durumda çocuğumuza kızmamalıyız peki ama kuralları, sınırları, yazılı olmayan toplum kurallarını, saygıyı nasıl öğretiriz? bizler küçükken anne-babamız tarafından uyarılmıyor muyduk?

çocuklarımız bize hayır diyebilecek kadar güçlü birey olsunlar tamam ama bunu saygısızlık boyutuna getirdiklerinde ne yapacağız ya da saygılı olmayı nasıl öğreteceğiz? bu noktada birazda söz dinleyen çocuk olmaya devam etmeleri gerekmiyor mu?

bu konuyla ilgili kafam çok karışık. kafamın daha da karışık olduğu bir diğer konu ise annelik yarıştırmak. bu konuyla ilgili düşüncelerimi ise ayrı bir gönderiye saklıyorum.

sevgiyle:)

22 Kasım 2012 Perşembe

hurma peltesi,

meyve tatlılarını severim, yerken lezzeti bol, kalorisi şerbetli tatlılara göre az, yapması ise çok kolaydır. hurma ise benim sevmediğim sevgili kişisinin ise çok sevdiği meyvelerden. geçenlerde kendisi iş seyahatine gidince evde kalan ve çürümeden bir şeyler yapmalıyım dediğim hurmalarla hurma peltesi yaptım. güzel oldu. en azından hurma çürüyüp çöpe atılmadı.
malzeme:
3 tane olgun hurma
1 su brd. su
3 kahve fincanı şeker
2 yemek kaş. buğday nişastası

hurmaları blendırdan geçirdim. nişastayı suda ezdim, şekerle birlikte hurmalara kattım ve kısık ateşte koyulaşana kadar pişirdim. piştikten sonra bardaklara paylaştırdım. soğuyunca üzerini krem şanti ile süsledim.


sevgiyle:)

20 Kasım 2012 Salı

ızgara kabak ve kırmızı biber,

ızgara sebzeleri çok seviyorum ama ne yazık ki ev ahalisi için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. bu nedenle 2 kabak - kırmızı biber atıyorum ızgaraya. her bir dilime de beyaz peynir sarıyorum. üzerine hafifçe fesleğen ve pul biber. afiyetle yiyorum tek başıma.


sevgiyle:)


19 Kasım 2012 Pazartesi

mevsim rüzgarları,

teoman'ın en güzel şarkılarından biri bence, hüzünlü sonbahara uyan ve istanbul'da ve her yerde hazan duygusunu yaşatan çok güzel bir şarkı.
istanbul'da değil ama yaşadığım bu küçük kentte bilmiyorum kaçıncı sonbahar bu, burada yaşamayı artık sevmesem de ailemin hatırına katlandığım orta anadolu kentinden sonbahar.





kendimi çoğunlukla bu resimdeki el arabası gibi atıl ve eskimiş hissediyorum.


umarım bende havaya inat azıcık güneş görünce fışkıran ıspanaklar gibi yeniden canlanabilirim. 

sevgiyle:)


18 Kasım 2012 Pazar

alinazik,

zevkle yenen bir patlıcan yemeği daha. bu sefer annemin arkadaşları için yaptım. bayıla bayıla yediler. 
alinazik için yazdan hazırladığım közlenmiş patlıcan kullanıyorum. 

malzeme: 
1 kilo patlıcan (közlenecek)
400 gr kıyma,
1 adet orta boy soğan,
1 yemek kaşığı biber salçası,
1 domates,
1 sivri biber,
tuz-karabiber-kırmızıbiber-kimyon
2 su bardağı yogurt (süzme yoğurt olursa daha iyi olur)
2 diş sarımsak

patlıcanları közleyip, soyduktan sonra eziyoruz ve biraz soğuyunca sarımsaklı yoğurtla karıştırıyoruz. bu arada kıymayı soğan, domates ve biber ile kavuruyoruz. sarımsaklı yoğurtlu patlıcanı tercihen cam bir kaba yayıp üzerine de kavrulmuş kıymayı yayıyoruz ve afiyetle yiyoruz. yapması bu kadar kolay yemesi ise damakta zevk patlamaları yapan bir yemek. 


sevgiyle:)


17 Kasım 2012 Cumartesi

pembeli,

böcüğe, (kendisine ak kiraz dememizi istiyor ısrarla (beyaz tenli olduğu içinmiş, kardeşi ise esmer olduğu için ona kara üzüm demeliymişiz, yeni lakaplarımız bunlar yani ak kiraz ve kara üzüm)), bayramda yeni bir etek ördüm. ipi benim artık giymediğim bir kazaktan sökülerek elde edildi. 10 ters 10 düz ilmekle ördüm. her 10 sırada bir kez ters ilmeklerden birisini kestim. 140 ilmek başlamıştım, her sırada 7 ilmek keserek 70 ilmekle bitirdim. düzlerde hiç azaltma yapmadım, böylece etek pileli oldu. pilelerin üstte kalan kısımlarına hazır beyaz kurdele çiçekler ve yaprak olması için yeşil kurdele fiyonklar diktim, beline de lastik geçtim, kızım zevkle giyiyor şimdi.

sevgiyle:)

8 Kasım 2012 Perşembe

kadınbudu köfte,

kadınbudu köfteyi annem yapardı ben küçükken ancak yıllar var ki yememiştim. biraz da evde kalanları değerlendirmek amacıyla kadınbudu yaptım dün akşam.evde kalan dediğim ise bir gün önceden kalan sade pirinç pilavı. malum pilav ısıtılınca yenmiyor, çöpe atılmasından sa değerlendireyim dedim. yaklaşık 6 kaşık pirinç pilavı vardı. bunu 250 gram köftelik kıyma ve tabi ki kırmızı biber, karabiber, kimyon, nane, kekik, tuz ile harmanlayıp köfte olarak yaptım ve uzun zamandır yapmadığım bir başka şeyi yapıp köfteyi kızarttım. ama tavsiye etmiyorum fazla yağlı oldu, ya da biz kızartma yemeyi unuttuk. fırınlamak daha iyi olacakmış.


sevgiyle:)

3 Kasım 2012 Cumartesi

patates topları,

bu topları bizim büyük kız çok seviyor, sıklıkla yapmaya çalışıyorum. tarifi tombul tariflerden almıştım. küçük değişikliklerle bu haline getirdim. bugün komşuma çaya giderken bir tepsi yaptım.

malzeme:
10 adet küçük patates
200 gr beyaz peynir
2 yumurta
100 gr galeta unu
birer çay kaşığı kırmızı biber, karabiber, tuz, köri, fesleğen, kekik ve dereotu
50 ml süt kaymağı

patatesler haşlanıp rendelenir, ezilmiş peynir ve diğer malzemelerle hamur haline getirilir, top yapılıp üzerine yumurta sarısı veya süt sürülür. 180 derecede yarım saat pişirilir.


sevgiyle:)

2 Kasım 2012 Cuma

çocuk resimlerinin dili, ali çankırılı




biz yetişkinler bazen sözün yetersiz olduğunu hissedip kitaplara, müziğe, resme veya hiç olmadı yemek yapmaya-örgü örmeye, temizliğe sığınmıyor muyuz? sözel becerilerimiz gelişmiş olduğu halde bunu hissediyorsak, keşke birileri şu halimi görse bana yardım etse diyorsak, çocuklarımız kısıtlı sözel becerileri nedeniyle ancak resimlerle anlatabiliyorlar kendilerini. evet resimleri kötü, evet çizgileri acemice evet insanları kafadan bacaklı gibi çizebiliyorlar ama bize bu yolla pek çok şey anlatıyorlar.


bence her anne-babanın çocuğunun yaptığı resimleri anlayabilmek ve yorumlayabilmek için böyle bir kitap edinmesi gerekli, ancak bu kitap mı bilemiyorum doğrusu. ali çankırılı'nın eve kardeş geldi kitabını okumuştum, çocuk resimlerinin dili okuduğum ikinci kitabı, şu sıralar ise ana-baba okulu kitabını okuyorum.
kitapta genel olarak çocuk psikolojisi ile ilgili temel bilgiler verildikten sonra resimlerde ne neyi ifade ediyor olabilir, resim nasıl yorumlanmalı örneklerle açıklanmış. çocuklarımızın yaptığı resimleri doğru yorumlamak için bu konuda yazılmış pek çok kitap var, bence çocuğu olanlar böyle bir kitap edinmeli ve sözle anlatılamayanı anlamaya çalışmalı.

çocuk eğitimi, çocuk gelişimi kitaplarının hemen hepsi aşağı yukarı aynı şeyleri söylüyor. ama herkes kendi dünya görüşünü katıyor. bu görüş sizin görüşünüze uygunsa ne ala yok değilse sizin açınızdan sorun olmaya başlıyor (en azından kızdırıyor). bu nedenle benim gibi yapmayın, kitabın yazarının dünya görüşünü de sorgulayın.

sevgiyle:)

1 Kasım 2012 Perşembe

bebeğin 4. ayı,

evet küçük kızım tamı tamına dört ayını doldurdu ve artık kocaman bir kız oldu. bu ay yaşadığımız en önemli değişiklik gündüz uykularının azalması ve daha çok oyun oynamak istemesi, her geçen gün daha farklı oyunları algılayabildiğini görüyoruz. şimdilik en sevdiği oyuncak ana kucağına bağladığımız çıngıraklar. eline tutturduğumuz çıngırakları ise direkt olarak ağzına götürüyor.

oyun dışında yaşadığımız ikinci önemli değişiklik kakalı bez sayısındaki azalma. artık günde 2 kez kaka yapıyor.

bakışları çok netleşti, bakıp çağırınca gülücükler geliyor hemen, aynaya bakmak en büyük zevkimiz.
oturmak istiyor yatmaktan hoşlanmıyor. ama ben oturtmaya korkuyorum. başını artık neredeyse tam olarak tutuyor. ismiyle çağırdığımızda dinliyor ama sesin geldiği yöne dönmeyi henüz akıl edemiyor. yüzüstü koyduğumda başını tam olarak kaldırıyor. sesini keşfetti sürekli bağırıyor. bu ay böyle geçti.

sevgiyle:)

31 Ekim 2012 Çarşamba

zayıflama vol.2 part 3

yaşasın zayıflıyorum. bu hafta bayram nedeniyle dikkat edemedim ama çok koşturmuşum ve et kokusundan dolayı yemek yiyememişim. bunların doğal sonucu olarak kaybolan 300 gram. eh iyi sayılır, ayda 2.5-3 kiloyu geçmemem gerektiğine göre gayet iyi. iyi de benim bunu görünce negatif motivasyonum ve iki dilim kadayıf tatlısını hüpletmem üzerine gelecek haftaya çok umutlu bakmayacağım. bu arada bayramda ara verdiğim sporuma başladım. bu hafta ne olacak bakalım.

30 Ekim 2012 Salı

bayram telaşı ve iç sucuk yapımı

öncelikle kurban bayramı ve bence en önemli bayramımız olan cumhuriyet bayramı kutlu olsun (bu konudaki fikirlerimi ayrıca paylaşacağım).

kurban bayramı zor, işi çok. 4 günlük bayramın üç gününde et ile uğraşarak, yıllık et kotamı doldurdum. kuşbaşı, kıymayı dolaba koyup etin yağlı kısımlarından da sucuk içi yaptım.

sucuk için 15 kilo kadar yağlı ete 3 kilo kadar kuyruk yağı ekledik. 1200 gram hazır sucuk baharatı, 1650 gr sarımsak ve 350 gram tuz ekledik. yani aslında bir kilo sucuğa 60 gram sucuk baharatı, 75 gram sarımsak, 100 gram tuz eklemiş oldum.


et oldukça yağlı, bu sucuğun yumuşak olmasını sağlıyor. üstte görülen turuncu toz sucuk baharatı, içinde kimyon, karabiber, toz kırmızı biber, yenibahar var. ben sucuk baharatını hazır almayı tercih ediyorum. kendi hazırladığımda oranları tam tutturamıyorum. tuzunu ise %1.5-2 olacak şekilde ayarlıyorum. 

et ve baharatları koyduktan sonra bir tur yoğurup, yaklaşık 4 saat dinlendirdikten sonra bir tur daha yoğurduk. sonra bir gece balkonda dinlendirip buzdolabı poşetleriyle 200 gram kadar olacak şekilde paketleyip derin dondurucuya kaldırdık. bu işlerde yardımlarından ötürü sevgili kişisine sonsuz teşekkürler.

sevgiyle:)

24 Ekim 2012 Çarşamba

zayıflama vol.2, part 2

yediklerimi tartınca gayet güzel kilo veriyorum ya. her öğünde yediğim her şeyi tartıyorum. böylece fazla yemek gibi bir lüksüm olmuyor. tabi ki arada kaçamaklarım oluyor ama tartınca ya da kendine böyle zorunluluk koyunca kaçamak miktarı çok azalıyor. birde doğumdan sonra ilk kez regl olmanın etkisiyle zayıflama hızlandı. bu hafta kilomda 700 gr.lık azalma oldu. yani iki haftada 1.5 kilo kaybetmiş oldum. ki bu benim için yeterli. zaten emzirdiğim için ayda 3 kg'ı geçmek istemiyorum. bakalım gelecek haftaya  bayramla birlikte nasıl olacak?



18 Ekim 2012 Perşembe

sulu gözlülükte son nokta, reklama ağladım:)

büyüdüm büyüdüm bende anne oldum. annemin gözünde ben hep çocuktum.

pınar sütün yeni reklamını her izleyişimde boğazıma bir şeyler düğümleniyor. nil karaibrahimgil'in şarkısını çok sevdim. sonda gözünde bir damla yaş olan anneyi görünce dayanamıyorum. annemi, kendimi ve kızlarımı düşünüyorum. annem bana baktığında bunu hissediyor. ben kızlarımın çocuklarını görebilecek miyim? seviyorum bu reklam şarkısını. sanırım çocuğu olmak böyle bir şey. çok alakasız bir yerden yakalayabiliyor ufacık bir söz.

ayrıca neden bu kadar sulu gözlüyüm ben ya. haberlere ağla, kitaplara ağla, reklama da ağlanmaz ki artık:)

17 Ekim 2012 Çarşamba

tarçınlı kurabiye,

tarçınlı kurabiye için pek çok tarif okuyup annemin klasik fındıklı kurabiyesine tarçın ekleyerek yaptım bu kurabiyeyi. aslında neredeyse tüm kurabiyeler aynı bazdan yapılıyor. neyse gelelim kurabiyenin malzemesine 

250 gr tereyağ
1 çay brd. sıvıyağ
2 yumurta
1/2 pk kabartma tozu
6 yemek kaşığı toz şeker
alabildiği kadar un
1 tatlı kaşığı tarçın
üzeri için 1 çay kaşığı tarçın, 1 çay kaşığı toz şeker

yukarıdaki malzeme ile kulak memesi yumuşaklığında bir hamur yaptım. biraz açıp, çay bardağı ile kestim ve üzerine çatalla süsleme yaptım. 180 derecede 25 dk pişirdim. fırından çıkınca üzerine toz şeker-tarçın karışımı serptim. 


sevgiyle :)


16 Ekim 2012 Salı

zayıflama vol2, part1

6 gün dayanıp, 3 gün diyet bozarak devam ettiğim zayıflama serüvenimde mutlu sona yaklaşabilecek miyim bilemiyorum doğrusu. neyse hafta başında 85.6 kg olarak başladığım serüvenim 6 gün sonunda 900 gr azalarak 84.7 kg'a gerilemişti. gerilemişti eğer ben boğazımı tutabilseydim. neye şunu tekrar tekrar anladım ki boğazını tutacaksın. yediklerimi tartarak yediğimde kesinlikle kilo veriyorum, ancak son birkaç gündür sütte azalma gördüğüm için yediklerimi artırdım. işe yaramadı hala süt tam sınırda neredeyse aç kalacak börtü. neyse still-tee başladım bakalım, süt tekrar eski seviyeye gelecek, bende düzenli yemeye dikkat edeceğim, hatta öğleden sonradan beri süt miktarı tekrar arttı bile. ancak dün ve bugün spor yapmayı ihmal etmedim. bakalım ne olacak. bir de haftada bir gün tatil ilan ettim, hem yediklerim, hem de spor için. dinlenmeye benimde ihtiyacım var di mi ama?

bu hafta yediklerim
1. gün: 1 yumurta, 60 gr beyaz peynir, 175 gr ekmek, 200 gr bakliyat, 400 gr yoğurt, 350 gr meyve, 200 ml süt, 200 gr sebze
2. gün: 250 gr ekmek, 300 gr meyve, 160 gr tavuk-köfte, 200 gr bakliyat, 200 gr yoğurt
3. gün: 1 yumurta, 250 gr ekmek, 60 gr peynir, 350 gr meyve, 1 avuç çekirdek
4. gün: 90 gr peynir, 100 gr balık, 200 gr ekmek, 200 gr yoğurt, 200 gr bakliyat, 1 salkım üzüm

diğer günleri yazmamışım. ama pek düzenli gittiğini söyleyemem. umarım bu hafta düzenli olur.




bu arada sütün az gelme nedeni börtünün 7 kg olup deliler gibi acıkmasıdır.
sevgiyle:)

13 Ekim 2012 Cumartesi

karamel soslu havuçlu kek,

nedir bu karamel takıntısı bugünlerde bilmiyorum. karameli çok severim, ama yapmayı bilmiyordum. ufukmutfakta.com'da tarifi görünce denemeliyim diye düşündüm ve bugün denedim.evde bebek olunca başından ayrılmamak gereken tarifleri tek başınayken denemek imkansızmış, bugün bunu anladım. tam karamel sos kıvama gelmek üzereyken börtücük ağladı ve sosum katılaşmaya başladı . görüntü olarak tam bir fiyasko olsa da gayet lezzetli bir kek oldu. görüntü olarak fiyasko olmasının ikinci nedeni ise kekin kalıptan ayrılmamak için çabalamasıydı. yani sonuçta kekin tabanı kalıpta kaldı, sos pütürlü oldu. ama her şeye rağmen lezzet super.

malzeme:
4 yumurta
1.5 su brd. şeker
1/2 su brd. erimiş tereyağ
1/2 su brd. zeytinyağ
1/2 su brd. çok ince dövülmüş fındık
1/2 su brd. iri ceviz (ben hepsini ceviz kullandım)
4 orta boy havuç
1 orta boy elma
2.5 su brd. un
1 pk kabartma tozu
1 tatlı kaşığı tarçın

karamel sos için:
1 çay brd. şeker
1 çay brd. süt

yukarıdaki malzemeler ile kek yapıp 180 derecede 45 dk pişirdim.  kürdan testinden geçen kek soğuduktan sonra karamel sos yapımına başladım. ancak tahmin ettiğimden çok daha zormuş.
karamel sos için şekeri tavaya döktüm. şeker eriyip karamel rengini alana kadar açık ateşte karıştırarak pişirdim. şeker eriyip karamel rengini alınca sütü ekledim. sütü koyunca şeker sertleşiyor. şeker tekrar eriyene kadar karamel sosu karıştırarak pişirmek lazım, ancak benim börtü uyandığı için bu aşama düzgün karıştırılmadı ve pütürlü oldu. bir de sanırım süt miktarını artırmakta fayda var. karamel sos sütü koyunca önce çok köpürüyor ancak şeker eridikçe bu köpürme kayboluyor.



bu tarif bir kez daha denenecek. sanırım o zaman daha düzgün olur. ancak deneme yapılırken evde başka (özellikle börtüyü kısa süre için bile olsa oyalayabilecek) birine ihtiyaç var.

sevgiyle:)



11 Ekim 2012 Perşembe

yuvarlak poğaça

annemin çok sık yaptığı bir tariftir yuvarlak poğaça. yumuşacık oluşu ve geç bayatlamasıyla beni benden alır. bizim küçük hanım için yarısını zeytinli, kendimiz için yarısını peynirli yapıyorum. bir de poğaça hamurlarını yarı yarıya tam buğday unu-beyaz un karışımı ile yapıyorum. özellikle tuzlu pastalar böyle daha lezzetli oluyor.

malzeme:
250 gr tereyağ
1 su brd yoğurt
1 çay brd. zeytinyağı
1/2 pk kabartma tozu
limon
aldığı kadar un
1 yumurta (beyazı içine- sarısı üstüne)

bu poğaçanın püf noktası malzemeler karıştırılırken kabartma tozunun üzerine 3-4 damla limon sıkılması. böylece hamur son derece yumuşak, pofidik pofidik oluyor. yukarıdaki malzemeler ile kulak memesi yumuşaklığında bir hamur yapılıp, yuvarlak şekilli poğaçalar yapılıyor. üzerine yumurta sarısı sürülüp, haşhaş-susam ya da çöre otu ile süsleniyor. 175 derecede 25-30 dakika pişiriliyor. afiyetle yeniyor.


sevgiyle:)

9 Ekim 2012 Salı

karamel soslu pankek pastası,

benim sevgili kızçem krebe bayılır. bugünlerde okuldan gelince çok acıkmış oluyor ve mutlaka birşeyler yemek istiyor. bende geldiğinde yemesi için pankekli pasta yaptım. pankeklerin aralarına ise karamel sos döktüm. karamel sos olarak kentonun yeni çıkardığı sütle puding gibi pişirilen sosu kullandım.

sos için malzeme:
 2 su brd. süt
 1 pk hazır karamel sos
karamel sosu tarifine göre pişirdim. üzerinin kabuklanmaması için tencereyi soğuk su dolu bir kaba koyup sürekli çırpmaya devam ederek soğuttum.

pankek için malzemeler:
1 yumurta
1 su brd. süt
1 su brd. un
1 ç. kaş sıvıyağ
1 ç. kaş. şeker
1 pk vanilya
1/2 pk. kabartma tozu
tüm malzeme ile pankek hamurunu hazırladım. pankekleri tek tek pişirdim. aralarına karamel sos sürdüm. kalan sosu en üste döktüm ve üzerini hindistan cevizi ile süsledim.


bu arada oktay usta harika bir sosisli çiçek pizza yapıyor, en kısa zamanda denemeliyim.

sevgiyle:)

8 Ekim 2012 Pazartesi

zayıflayamama,

son bir aydır diyet rejim hak getire, baskül ailesi gibiyim. yediklerime hiç dikkat edemiyorum, kilo değişimi de olmuyor tabi. her gün akşam, tamam yarın söz dikkat etmeye başlayacağım diyorum, sabah iyiyim ama akşam üstü olunca ipler kopuyor.acıktım meyve yiyeyim diyorum, elma ile doymuyorum hadi bi lokma peynir-ekmek derken, kendimi neredeyse çeyrek ekmek yemiş olarak buluyorum. sütlü kahve içeyim acıkmayayım diyorum, kahvenin yanında abur cubur yiyorum. yani ipin ucu kaçıyor da kaçıyor.ne yapacağım bilmem. sanırım yarından itibaren yediklerimi tartma ve yazma olayına döneceğim. aslında kilo verdiğim yaz döneminde yediğim meyveyi, ekmeği, peyniri ve eti tartıyordum. hem de yediklerimi yazdığım için daha az yiyordum.şimdiki kararım diyet günlüğüne devam, aynı zamanda spor yapıp yapmadığımı da not alırsam zorunluluk olur.

ancak anladım ki zayıflamak için çok kararlı olmak lazım. hem yediklerine dikkat edebilme enerjisini hem de spor yapabilme enerjisini ancak kararlılık sağlar. sanırım hedefleri küçük tutarsam, başarı hissini kolayca yakalayacağım için daha kolay kilo verebilirim. bayrama kadar ki hedefim 42 bedene düşmek ve 4 kilo vermek.

sevgiyle:)

7 Ekim 2012 Pazar

kutular-kutular

son günlerde kutuları kaplayıp fonksiyonel hale getirmeye çalışıyorum. pompa kutusunu turuncu guaj boya ile boyayıp, kızma kağıt çöpü kutusu yaptım (hem de ahşap boyamaya hazırlık olması amacıyla fırçamı geliştiriyorum), küçük bir kargo kutusunu yapışkanlı kağıt ile kaplayıp ara bölmelerle kendime makara-dikiş kutusu yaptım. ve son olarak karton alışveriş torbasını keçe ile kaplayıp süt pompasına çanta yaptım. işte eserlerim.





keçe çanta üzerindeki çiçek şablonunu internette buldum, ancak hangi sayfadan aldığımı kaydetmeyi unutmuşum. sahibinden özür dileyerek yayınlıyorum.


sevgiyle:)



5 Ekim 2012 Cuma

kumral ada-mavi tuna, buket uzuner



nihayet okuyup bitirebildim. bebek büyüdükçe, kızım anaokuluna gidince, öğleden sonra azda olsa vakit bulabiliyorum okumaya. aslına bakarsanız daha çok ağgünlük sayfaları arasında gezinmek-çocuk gelişim kitapları okumakla geçiyor zamanım ama yine de günde birkaç sayfa bile olsa okuyorum işte. son okuduğum kitap ise kumral ada mavi tuna.

işin aslı beklentimi tam olarak karşılamadı. mesaj vereyim derken mesaja gömülmüş, gerçekte bir aşk hikayesi anlatan ama keşke bunu 100 sayfa daha kısa anlatıp, sosyal mesajları daha kısa tutsaymış dedirten bir kitap oldu. arasın ölümünün anlatıldığı bölümden sonrası çok daha sürükleyiciydi, ancak sonunda yine bağlantıyı kopardım ben. anlatılan tüm o iç savaş öyküsünün tunanın bilinçaltı olduğuna inandım. adanın babasının sadri alışık, annesinin çolpan ilhan, dayısının ise atila ilhan olduğunu düşündüm. tunanın iflah olmaz bir romantik olduğunu ve bunun gerçekçi olmadığını düşündüm. ama hüzün ancak bu kadar güzel anlatılabilirdi, iki yerde ağladım, ilki arasın öldüğü ikincisi ise babanın öldüğü bölümler. sondaki karakterlerin konuşmaları ise çok çok güzeldi. türkiyenin toplum yapısıyla ilgili mesajlar daha az baskın olsa daha zevkle okunan bir kitap olurdu benim açımdan. ama yine de çok güzel ve okunmaya değer bir kitap.

sevgiyle:)

3 Ekim 2012 Çarşamba

kelebek olamayan kurabiye,

nette değişik kurabiye tarifleri için dolaşırken bu tarifi gördüm ve denecek tariflerin arasına kattım, ancak işler umduğum gibi gitmedi hiç. tarifteki yağ miktarı az geldi sert ve açılmayan bir hamur oldu. tarifteki malzemelere bir çay bardağı kadar zeytinyağı eklememe rağmen yine de düzgün açılmayan bir hamur oldu elimde. bende hamurları üst üste koydum, açtım, rulo yapıp dikdörtgenler prizması şekline getirdim, 1 cm eninde kestim ve 160 derecede pişirdim.
malzemesi:
1 su brd nişasta
2 su brd. un
150 gr tereyağ
1 pk vanilya
1.5 çorba kaş. kakao
1 yumurta
1 çay kaş. kabartma tozu


tarif üzerindeki çalışmalarım devam ediyor.
sevgiyle:)

2 Ekim 2012 Salı

bebeğin 3. ayı,

evet küçük börtücük 3. ayını bitirdi ve artık hareketli bir bebek oldu. uykuya kendi kendine dalıyor. sütün hepsini emip bitiriyor. ellerini önünde kavuşturuyor, parmaklar hala çok ilginç. ağlama dışında bir takım sesler çıkarıyor. geceleri kesintisiz uyuyor. akşam 11 gibi doyurunca sabah 6'da kalkıyor. kesinlikle sabah çocuğu uyandığında çok neşeli oluyor. 6-6.30 arası babasıyla oyun saatleri oldu neredeyse. karnı doyunca gülücük dağıtmada sınır tanımıyor. ablası yanına geldiğinde gözünü ayırmadan takip ediyor. hala emzik ve parmak arasında net bir kararı yok. böcüğüm emziği sadece bir kez denemişti ve hala parmak emiyor. bu küçük hanım emzik ağzından çıkınca emziği bulamayıp parmağı emmeye başlıyor. sanırım solak olacak.

bebeğimiz bu ayda yapması gereken her şeyi yapıyor yani. uzun gece uykusu uyuyor, ellerini önünde birleştirip inceliyor, değişik sesler çıkartıyor ve sesli gülüyor.

benim şimdi aklıma takılan konu işe başladım ve öğlen eve geliyorum, gelmeden önce süt sağıyorum ve ertesi gün saat 10'da bakıcı teyzemiz bu sütü içiriyor, ancak bu saatteki süt miktarı azalmaya başladı. belki de eve lazım olursa diye mama almalıyım. evde olduğum zamanlarda süt hala yetiyor ancak ben eve gelene kadar aç kalırsa diye korkuyorum.

bu arada yaklaşık bir ay önce işe başladım. esnek çalışma saatleri olan bir kurumda çalışıyorum ve sabah 9 gibi çıkıp öğlen 1 gibi eve dönüyorum. derslerimi sabah saatlerine topladım. öğlenden sonra ise böcüğümü okuldan almaya gidiyorum. o yüzden tam gün gelen bir yardımcım var artık hem çocuğa bakıyor, ben evdeyken de ev işlerine yardım ediyor. şimdilik memnunum umarım hep memnun kalırım.

sevgiyle:)

29 Eylül 2012 Cumartesi

öfkelenmemeyi başaramamak,

hep dua ediyorum öfkeme hakim olmak için ama başaramıyorum. kontrol edemiyorum. böcüğe bağırıyorum, sevgili kişisine kızıyorum. ikisine de kendimi anlatamıyorum. anlatmaya çalıştıkça batıyorum.

çocuklara söz geçirmek, çocuk davranışlarını yönetmek falan filan bir dünya kitap okudum ama hiç bir kitaptan öfkelendiğimde kendimle nasıl başa çıkacağımı öğrenemedim. tüm kitaplarda ortak bir nokta var çocuğunuza sakin davranın. tamam davranalım da kuduran, istediği olmadığı için sen kötü ve iğrenç bir annesin, seni sevmiyorum diye ağlayan bir çocuk varken nasıl olacak? ben sakin kalmaya çalıştıkça yanlış yaptığını anlatmaya çalıştıkça, öfkemi kontrol edemeyeceksem susup sakinleşmeyi bekledikçe kuduruyor bizimkisi, sınırları daha çok zorluyor. sonunda bende patlıyorum. sonra kavga gürültü. bağırmaktan sesi kısılan ben (hatta komşularda utanıyorum), ağlamaktan bitap düşmüş çocuk, arada kalıp ne yapacağını bilemeyen baba.

bence bu kitapları yazanlara annelerin sabır taşı olmadığı, peş peşe yapılan yaramazlıklara karşı sakin davrandıkça (tepkinin sakin olması, tepki verilmemesi değil) çocuğun azıttığı, sonuç olarak ara gazı alınmayan annenin daha çok sinirlenip bomba gibi patladığı anlatılmalı.

benim sevilmeye ihtiyacım var:(

27 Eylül 2012 Perşembe

bir dua,

allahım kızlarım beni sinirlendirdiklerinde onların sadece çocuk olduğunu hatırlat bana. sakin kalabilmem için yardım et. sakin olduğumda sakinleşebildiklerini göster. aklımdan şiddet görüntüleri geçtiğinde, ağlama krizlerinde beni sakinleştir. öfkeme yenilmeme engel ol. öfkelerini kontrol edebilmem için bana güç ver. amin

24 Eylül 2012 Pazartesi

kandil simiti,

yıllardır çok severek yaptığım ve ikram ettiğim bir lezzet kandil simiti. yıllar önce tarifi oktay usta'dan almıştım. oktay ustanın tarifleri hep lezzetli ve tam tutan tariflerdir, bu simit ise ekstradan güzel.

malzeme: 125 gr tereyağ
               1 çay brd. süt
               1 çay brd. sıvıyağ
               1 çay kaş. mahlep
               1 çay kaş. tuz
               2 yumurta (birinin beyazı üstüne)
               1 çay kaş. kabartma tozu
               aldığı kadar un

yukarıdaki malzeme ile kulak memesi yumuşaklığında bir hamur yapıp, simit şekli veriyorum. önce yumurta beyazına sonra susam-çöreotu karışımına batırıyorum. 180 derecede pişiriyorum. kıtır kıtır, çık lezzetli simit oluyor, hem de geç bayatlıyor.


sevgiyle:)