1 Ağustos 2012 Çarşamba

bebeğin 1. ayı

ulu google'a sorulacak bir soru ile teorik bilgilere ulaşmak son derece kolay ama pratikte hiçbir şey aynı değil neredeyse. bense küçük börtücüğümün birinci ayında yaşadıklarımı ve eskiye dayanan tecrübelerimi paylaşacağım. 

önce börtücüğün maceraları:

  • artık daha net bakıyor
  • uyanık kalma süresi uzadı
  • kucakta durmak istiyor, özellikle benim kucağımda daha rahat ediyor
  • hala sütün hepsini bitiremiyor
  • bebeği sıcaktan korumak soğuktan korumaktan zormuş, ikinci kez tecrübe ettim, her yerimiz isilik içinde
  • banyo yapmayı seviyor (böcüğüm sevmezdi, hala sevmez)
  • çıngırak sesi duyunca susuyor ve dinliyor, ortaya kadar takip etmeye çalışıyor (yeni yeni)
  • saçları dökülmeye başladı, keltoş prenses olacak yakında
  • hala her bez kakalı
  • gaz çok ama kolay çıkıyor (neyse ki, böcük gazını çıkaramadığı için çok ağlardı)
  • tırnaklarını iki kez kestik, uzayınca boynum boğazım kedi tırmığı içinde kalıyor
  • uyanıkken sadece kendisiyle ilgilenmemizi istiyor
  • emişme aralıklarımız uzamaya başladı, 3-4 saat arası emiyor
  • saçıma asılmaya başladı (erken bence)
  • bazı geceler uyumuyor, bazı geceler uyuyor, düzen oturmadı hala
  • parmak emmeye çalışıyor ama hala karar veremedi hangisi olacağına (sol elini alabilir gibi göründü bana)
  • emzikle midesi bulanıyor ve istemiyor
  • biberonla süt içmeyi beceremiyor
  • emerken bile genzine süt kaçırıyor (hemen omza yatırıp gaz çıkarır gibi ama biraz yukarıya vurmak çok fayda sağladı)
benim duruma bakacak olursak:
  • bir ayın sonuna gelindiğinde dikişlerim iyileşti, daha rahat hareket edebiliyorum hatta (biraz mecburiyetten) temizliğimi kendim yapıyorum.
  • kanamalarım hala lekelenme şeklinde devam ediyor
  • sırtım, omzum ve çok yorulduğumda belim ağrıyor
  • bir ay bitince spora başladım
  • yerli yersiz ağlamıyorum ama çok sinirliyim
  • bazen çocuklarla ilgili halusinasyonlar görüyorum 

böcük kardeşini kıskanıyor, oyuncak paylaşmak istemiyor, sadece 1 tane çıngırak verdi. oysa bütün kıyafetlerini ve beşiğini kolaylıkla paylaşmıştı. o kıskançlıktan hırçınlaştıkça ben sinirleniyorum. kısır döngüye girdik tam anlamıyla. kendi sinirimi ve onun hırçınlıklarını geçirmenin yolunu arıyorum.

sanırım bu kadar. iki çocuk arasında bu kadar fark olabileceği hiç aklıma gelmezdi, her insanın kişiliği farklı ve bu durum yeni doğan döneminde bile belli. büyük kızım çok ağlardı, küçüğüm daha az ağlıyor. bu durumda anne paranoyası devreye giriyor (hasta mı acaba?). ama yine de ikinci çocuk güzel, kalabalık aile olmak güzel.

sevgiyle:)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder