demiştim ya bir süre boş-beleş kitaplar okuyacağım kafamı dinlendireceğim diye. geçenlerde markette gördüm bu kitapları 4 tane kapıverdim hemen zaten polisiye severim, eh kafa dağıtırım işte dedim. ilk okuduğum kusursuz içgüdü oldu.
kitap hafif ötesi hemen okunuyor akılda pek iz bırakmıyor, öyle vurucu cümle de kalmadı bende. ama konusu ilginç sevgili kocanız bir başka kadınla bir kazada ölürse ona mı inanırsınız? ne yaparsınız? ne kadar zavallısınız? gibi bir temel sorusu var. karakterimiz kocasına inanmayı ve ölümünü araştırmayı tercih ediyor. polisiye kısmı çok hızlı çözülse de yaşanılan şoku güzel anlatmış yazar. kitabın londra'da geçtiğini çok uzun zaman algılayamadım ben, hatta fark ettiğimde hadi ya ingiliz miymiş yazar ben amerikalı zannetmiştim filan dedim.
yıllar önce babamın bir arkadaşının eşi bu şekilde vefat etmişti, kadıncağız kaza sonrası amiyane tabirle kafayı yedi ve hala tam normal değildir ve hatta gülerek der ben böyle oldum diye. gerçekten feci bir durum yani.
kusursuz içgüdü seyahatte filan rahat okunabilecek yormayan kitap. dinlenmek için okunmasını tavsiye ederim efendim :)
sevgiyle ve kitapla:)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder